Depreme Hazırlık: Ceset Torbaları
Mustafa Sönmez Bir deprem, bir sel, hortum, heyelan…Afetler karşısında çaresizlik yaşayanların yüzlerindeki acıyı, korkuyu,…
Mustafa Sönmez
05.06.2010, Cumartesi
Sanayide güya toparlanma yaşanıyor. Sanayi ürün ihracatı da artıyor. Aman ne güzel !.. Peki sanayi ürün ithalatı? O da doludizgin artıyor. Sanayi üretimi arttıkça, ithal girdi, enerji, makine-teçhizat ithalatı da artıyor; hatta ilk 4 ayda 7 milyar doları aşan tüketim malı ithalatı coşmuş durumda. Döviz kurunu düşük tutarak kamçılanan ithalat, hızla cari açığı, döviz açığını büyüterek başımıza yeni belaları ilmik ilmik örüyor. Bu işin bir tarafı. Öte tarafı da ithalata bu kayıtsızlık, hatta ithalata göz yumma, işsizlikten inim inim inleyenlere büyük bir darbe, büyük bir ümitsizlik. İçeride üretilen ve üretilmesi mümkün malların ithalatına kayıtsızlık, AB ile yapılmış “Gümrük Birliği” kazığı dolayısıyla yıkıcı Asya ithalatı karşısında eli kolu bağlı olmak, içerideki sanayiyi iyice korumasız bırakıyor, işi olanı işinden ediyor, yeni işlerin kurulmasının da önünü kesiyor.
Gelişigüzel ithalatın, yerli sanayiye ve istihdama nasıl zarar verdiği, 2005-2009 döneminin üretim,ithalat ve istihdam verilerinde açıkça görülüyor. Türkiye, son 5 yılda ortalama yıllık 99 milyar dolarlık imalat sanayi katma değeri üretmiş bulunuyor. Buna karşılık aynı dönemde yılda ortalama 120 milyar dolarlık imalat sanayi ürünü ithalatı gerçekleştirmiş. Yani, her yıl sanayi ithalatı, yerli üretimden 20 milyar ya da yüzde 20 daha fazla seyretmiş. İthalatın, yıldan yıla hızını artırdığına da tanık oluyoruz. İzlenen ucuzcu döviz kuru politikası , bunda en önemli etken. 2005-2009 döneminin ortalama dolar kuru 1.35-1.55 TL bandında kalırken ortalaması 1,38 TL oldu. Bu da özellikle ara malları ithalatını kamçılayan, tüketim mallarının ithalattaki payını da artıran çok önemli bir unsur.
Yılda 100 milyar dolara yaklaşan yerli imalat sanayi katma değeri, ortalama 4 milyon 66 bin kişilik bir istihdamla gerçekleştirildi. 2005-2009 döneminde, imalat sanayinde yıllık yüzde 4’e yakın bir büyüme olmasına karşılık istihdamın artmak yerine yılda binde 2 daraldığı anlaşılıyor. Bu, imalat sanayi üretiminde artan ölçüde ithal girdi ve ithal teknoloji kullanımının bir sonucu. Yani, imalat sanayi, istihdam yaratmak yerine istihdamı azaltan bir karakterde.
İmalat sanayiinde kişi başına katma değere bakıldığında, 2005-2009 döneminde yıllık ortalama 24,2 bin dolarlık kişi başına katma değer yaratılmış. Yani yılda 100 milyar dolarlık sanayi üretimi yaklaşık 4 milyon çalışan ile gerçekleştiriliyor. Sanayide çalışan sayısının, 4 milyon değil de 5 milyona çıkması, sanayi katma değerinin de 125 milyar dolara çıkması demek. Tabi ki bunun için de “ithalatın ikame” edilmesi gerek. Yani, yıllık 120 milyar doları bulan sanayi ithalatı yüzde 20 azaltılsa ve bu kısılan ithalat yerli üretim artırılarak,yerli yatırımla gerçekleştirilse, tam 1 milyon işsize iş demektir bu.
Hesap gayet açık: İthalatı yüzde 20 daraltıcı politikalar izleyin, sadece imalat sanayiinde 1 milyon kişiye iş imkanı çıkar. Başta TOBB olmak üzere sanayi odaları niye bunu dile getirmez? Çünkü onların samimi derdi istihdam değil, kar,kar,kar…Üretmekten değil, ithalattan nemalanıyorlar da ondan…Samimiyetlerine inandıracaklarsa, hükümete, “ithalatı kıs, biz üretir,istihdam da yaratırız” diyebilmeliler…Yapabiliyorlar mı?…