Sokak muhalefeti, CHP ve Kürt siyaseti
Gezi direniş bloğunun önemli bileşenlerinden Anti-kapitalist Müslümanların popüler ismi İhsan Eliaçık’ın, Gezi’nin kimyası ile ilgili…
RTE’nin Gezi direnişinin kuyruk acısı dinmek bilmiyor.Çapulcu dedi, yatışmadı, kendisi inanmadı. Kim böyle kafa tutup karizmasını çizebilirdi? Birileri daha olmalıydı, alttan alta oyan…Kim olabilirdi ? Washington’dan süklüm püklüm dönmüştü. Eline “Diktatörün Psikolojisi” kitabını armağan olarak tutuşturmuşlardı. Obama’ya Türkiye’de işlerin iyi gitmediğine dair raporlar mı gidiyordu? ABD, “Yeni Osmanlıcılık”tan hazzetmiyordu. Ama içeride homurtular artıyordu. İş dünyası ne ekonominin gidişinden emindi ne de sistemin geleceğinden. Başkanlık diye tutturuyordu, doğum tarzından, doğacak çocuk sayısına, milletin içkisinden inancına, giyim kuşamına kadar herşeyi bir tornaya sokmaya çalışıyordu. Gidişat iyi değildi.
KOMPLO
Bunlar ABD’ye, AB’ye eli ulaşanlarca kısık sesle de olsa dillendiriliyormuş demek ki…Yoksa niye böyle celallensin ? Niye Gezi Parkı deyince hemen aklına Koç Üniversitesi, orada kesilen ağaçlar gelsin? Niye Koç’un Yapı Kredisi’nin en büyükler arasında olduğu bankalar gelsin, niye Gezi direnişçilerine kapısını açan Koç Divan Oteli gelsin ve “yataklık yaptılar”diye öfke patlaması yaşasın ?
19 Temmuz’da bu köşede yazdım; “Alternatif arayışına RTE’den ekonomik şantaj” başlığı ile…Kim ki, biat etmiyor, açıktan ya da örtülü direniyor, alternatif yaratmaya başlıyor, artık RTE’nin hedef tahtasında. Bunu yaparken yine “mağdurum da mağdurum” türküsünü dilinden düşürmüyor. Tribündeki seçmenine büyük güçlerin, içeriden, dışarıdan kendisine komplo kurdukları mesajını servis ediyor durmaksızın. Sırtında 350 milyar dolar dış borç yükü olduğuna, o krediye bankacılık sisteminin aracılık ettiğine aldırmadan bankaları sömürgenler diye niteliyor. Kredi kartlarıyla halkı sömürdüklerini ekliyor. Koroya bakanları da katılıyor. Sanayi Bakanı Ergün, cep telefonlarına gönderilen SMS’lerle para tırtıklandığını, nedense, bugün hatırlıyor. AKP’ye kompolar kuran bu büyük güçlere genel salvolar yavaş yavaş özele iniyor. İlk hedef Koç Grubu oldu nitekim.
OPERASYON
Önceki gün Koç Grubu’nun amiral gemisi Tüpraş’a , diğer enerji kuruluşları Aygaz ve OPET’e Maliye müfettişleri ve polis ekipleri tarafından vergi ve kaçak akaryakıt denetimleri başlatıldı. Mahkeme kararı ile 24 Temmuz’da yapılan baskına 20 polis ve akaryakıt uzmanlarının katıldığı bildirildi. Enerji Piyasası Denetleme Kurumu (EPDK) yetkilileri “Bu denetim rutin değil, bizim dışımızdadır” açıklamasında bulunmaları, icraatın siyasi özünü açığa çıkarmaya yetiyordu.. Koç Grubu’na ait şirketlere yapılan baskının ardından Borsa İstanbul’da (BİST) hisseler günü düşüşle tamamlarken, hisselerdeki düşüş ertesi gün de devam etti. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek , Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Gezi olayları ile vergi incelemeleri arasında kesinlikle bir ilişki yoktur” dese de ,”sen onu külahıma anlat” cevapları alıyordu.
Kaynak:Koç Grubu Faaliyet Raporları(*)Tüpraş’ın katılımı
Benzer bir denetimle Aydın Doğan’ın Petrol Ofisi’nin nasıl sindirildiği, giderek satışa zorlandığı akıllardaydı. Ama hedefteki Koç’tu ve devir başka devirdi. Neden Koç, sorusuna gelince…Doğrusu AKP rejiminde Koç, koç gibi büyüdü ama yetmedi; ters giden birşeyler ve itiraz vardı.
AKP iktidara geldiği 2003 sonunda Koç’un satışları 11 milyar dolardı. Sürekli büyüdü Koç, Tüpraş’ı özelleştirmeden, Yapı Kredi’yi Çukurova’dan aldı. Küresel krizden etkilenilen 2009 dışında hep yükseldi ve 2012’de cirosu 47 milyar doları geçti.. Yüzde 56’sı enerji ve otomotivde, yüzde 21’i finansta, yüzde 23’ü de öteki şirketlerde olmak üzere 82 bin çalışana çıktı istihdamı . Ama Koç için iyi giden, Türkiye için iyi gitmiyordu. İstanbul rantına odaklı inşaat serüveni ile nereye kadar gidilebilirdi? Toplumu sürekli geren kutuplaştıran çok kimlikliliğine, çok kültürlülüğüne sürekli meydan okuyup tornadan geçiren kibirli bir iktidarla patlama yaşamadan daha ne, nereye kadar gidebiliirdi? Belli ki bu sorular daha yüksek sesle sorulmaya, içeride alternatfiler aramaya, dışarıda ilgili mercilere aktarılmaya kadar vardırıldı.
Bunlaırn RTE’nin kulağına gitmemesi mümkün mü? Gitti elbette ve Aydın Doğan’a uygulanan sindirme operasyonu için bu kez Koç seçildi. Bakalım ne olacak? Koç’un borsadaki hisselerinin yüzde 80’i yabancılarda. Onlara bu olanlar nasıl açıklanacak, çekilirlerse ne olacak? TÜSİAD, kurucusu Koç ile dayanışacak mı, dışarının, özellikle Koç ailesi ile çok yakın bağları olan ABD’nin tavrı ne olacak? Hayırlısı, inşallah!…