Devletin faiz borcu anaparayı geçti (Al Monitor, 25 Nisan 2022)
Devletin borçlanma astarı, yüzünden pahalıya gelmeye başladı. Hazine'nin iç borçlanma ile üstlendiği faiz yükü nisan ayında…
Soma faciası, işçi ücretlerindeki sefaleti bir kez daha gündeme taşırken, ücretteki insafsızlığı vergideki adaletsizlik tamamlıyor. AKP rejiminin “fıtratı”ndaki adaletsizlik vergi sisteminde de gözleniyor. Yılda yüzde 5’e yaklaşan büyümeden nasiplenemeyen ücretliler, emekli kesim ile birlikte, vergi yükünün de en ağır hamalı durumundalar.
Dolaylı vergi %70…
2013’te vergi gelirleri 367 milyar TL’yi buldu. Bu, milli gelirin yüzde 23,5’u tutarında vergi demek. AKP, iktidar olduğu 2003’ten itibaren vergileri azaltmak yerine koyulttu, milli gelirdeki payını yüzde 20’den yüzde 23,5’a kadar çıkarttı. Bunlara bir de haraç-mezat satışlardan 60 milyar dolara yakın özelleştirme gelirlerini kattı ve gönlünce harcayıp rejimini inşa etti, yandaşlarını palazlandırdı.
Verginin “fıtratı”nda gerçekten adaletsizlik var. Bir kere verginin yüzde 70’ini dolaylı vergiler oluşturuyor. Gıda maddelerinden bile yüzde 8 oranında kesilen KDV’ler, akaryakıttan içki-sigaraya, telefondan beyaz eşyaya alınan Özel Tüketim Vergileri ve bu toplama eklenen harçlarla birlikte dolaylı vergiler yüzde 70’i buluyor. Bu vergi , mal ve hizmet tüketirken alınıyor.
Nüfusun ağırlığını oluşturan alt ve orta sınıflar, gelirlerinin tamamını tükettikleri için bütün gelirleri vergileniyor, buna karşılık nüfusun yüzde 20’lik varlıklı kesimi gelirin yarısına tek başına el koyuyor ve o gelirin hepsini tüketemediği için, tüketilmeyen kısmı vergiden muaf kalıyor. Adaletsizlik buradan başlıyor.
Verginin dolaylı kısmından arta kalan yüzde 30’unu oluşturan kısmını kimler ödüyor? Koca koca bankalar ve şirketler vergi havuzuna sadece yüzde 9 kurumlar vergisi katkısı yapıyorlar. Otomobil sahiplerinden alınan “servet vergisi” ise vergi gelirlerinde devede kulak ve yüzde 2 pay oluşturuyor. Verginin yüzde 21 kadarı da gelir vergisinden oluşuyor. Onda da yük yine ücretli sınıfın sırtında…
Ücret vergisi…
2013’te toplamı 79 milyar TL’yi bulan gelir vergisini kim ödedi diye bakarsanız, yine “alavere,dalavere, Kürt Memet nöbete” hesabı, yükün ücretli sınıfa yıkıldığını görürsünüz. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre, 2013’te işverenler yaklaşık 5,5 milyon işçiyi, asgari ücretli gösterdi ve onlar için Maliye’ye 7,6 milyar TL gelir vergisi yatırdı. Bunların yanı sıra 3 milyon ücretli ise asgari ücretin üstünde ücretli gösterildi ve onlar için 38,5 milyar TL vergi yatırıldı. Böylece 8,5 milyon ücretli için 2013’te 46 milyar TL’ye yakın vergi, ücretin kaynağından kesilip Maliye’ye yatırıldı. Bu da ödenen gelir vergisinin yüzde 60’ını oluşturdu.
Ücretlilerin kaynağından kesilen 46 milyar TL’lik gelir vergileri, Türkiye’nin 2013 vergi gelirlerinin yüzde 15’i demek aynı zamanda. Yani ücretli sınıf hem doğrudan gelir vergisi yoluyla yüzde 15 yük üstlendi hem de tüketimi üstünden ödediği KDV’ler ve ÖTV’ler ile dolaylı vergi yükü üstlendi.
Sayıları 10 milyonu bulan ve 6 milyonu işçi emeklisi olan ortalama aylıkları 1000 küsur TL’yi ancak bulan emekli kesim de yine KDV, ÖTV’lerle verginin ağırlıklı kısmını ödedi.
Diğer kesimler
AKP rejimi, banka ve şirketlerin kurumlar vergisi yükünü yüzde 9’da tutarak vergi yüklerini hafifletirken, tek tek kâr,faiz,rant geliri sahiplerinin gelir vergisi olarak ödedikleri de işçilerin ödediklerinin yanında devede kulak. Örneğin, gelir vergisinin yüzde 60’ını ücretliler öderken faizden gelir elde edenler yüzde 10 yük aldı. İşyeri kirası elde edenler yüzde 7 vergi yükü üstlendi. Şirketlerden kâr payı alanlar sadece yüzde 7 katkı yaptılar. Müteahhitler, gelir vergisi havuzuna yüzde 4, yine çeşitli serbest meslek sahipleri de yüzde 4 katkı yaptılar.
Böylece, zaten çoğu düşük ücrete talim eden 16,3 milyon ücretli ve 10 milyon çoğu düşük maaşlı emekli, aileleri ile birlikte insafsız vergi yükü altında ezilirken, gelir dağılımından yüzde 50 pay alan nüfusun yüzde 20’lik zengin kesimine kol-kanat gerildi, vergi bağışıklıkları tanındı, vergiden kaçınmalarına ve vergi kaçırmalarına göz yumuldu.
Her felaket, bize bu gerçekleri bir kez daha hatırlatıyor ve adaletsizlik öfkemizi büyüttükçe büyütüyor…(20 Mayıs 2014 Sözcü)