AKP re­ji­mi­nin enin­de so­nun­da aya­ğı­na do­la­nıp onu aşa­ğı çe­ke­cek so­run­lar­dan bi­ri­nin in­şa­at, da­ha çok da ko­nut kri­zi ola­ca­ğı çok ko­nu­şu­lu­yor. Re­ji­min 11 yıl­lık ic­ra­atı bo­yun­ca ko­nut ağır­lık­lı in­şa­at fa­ali­ye­ti­nin hep ön­de ol­du­ğu, ül­ke­nin her ya­nı­nın şan­ti­ye­ye dö­nüş­tü­rül­dü­ğü bi­li­ni­yor.
Ka­mu ke­si­mi, kent­sel alt­ya­pı ve ulaş­tır­ma ya­tı­rım­la­rı ağır­lık­lı in­şa­at­la, top­lam in­şa­at ya­tı­rım­la­rı­nın dört­te bi­ri­ni ger­çek­leş­ti­ri­yor. Özel sek­tör ise ko­nut ağır­lık­lı ol­mak üze­re için­de otel, ofis, AVM vb. in­şa­at­la­rın yer al­dı­ğı in­şa­at ya­tı­rım­la­rın­dan dört­te üçü­nü ger­çek­leş­ti­ri­yor.

Ya­tı­rım…

Tür­ki­ye eko­no­mi­sin­de, yu­var­lak ola­rak her yıl mil­li ge­li­rin dört­te bi­ri ka­dar ya­tı­rım ya­pı­lı­yor ve ma­ki­ne-teç­hi­zat ya­tı­rı­mı ile in­şa­at şek­lin­de sı­nıf­lan­dı­rı­lan ya­tı­rım­lar­da, in­şa­atın pa­yı yüz­de 43’e ka­dar çık­mış du­rum­da. Ya­ni 100 bi­rim­lik ya­tı­rım ya­pı­lı­yor­sa bu­nun 57 bi­ri­mi ma­ki­ne-teç­hi­zat ya­tı­rı­mın­dan, 43 bi­ri­mi in­şa­at ya­tı­rı­mın­dan olu­şu­yor. Ma­ki­ne ya­tı­rım­la­rı dö­nem dö­nem ge­ri­le­ye­bi­li­yor ama in­şa­at hiç hız kes­mi­yor.
Bu yı­lın ilk çey­re­ğin­de de ma­ki­ne ya­tı­rım­la­rı ge­ri­ler­ken in­şa­at vi­tes kü­çült­me­di. Ni­te­kim, 2014’ün ilk 3 ayın­da ya­pı ruh­sa­tı ve­ri­len dai­re sa­yı­sı­nın 280 bi­ne ula­şa­rak ön­ce­ki çey­re­ğe gö­re yüz­de 80 ar­tış­la pat­la­ma gös­ter­me­si, “ko­nut tut­ku­su­”nu ye­te­rin­ce or­ta­ya ko­yu­yor.

Stok­la­r…

CHP de ‘94’ün­cü Eko­no­mi Gö­rü­nüm Ra­po­ru­’nu ko­nu­ta ayır­dı. Ra­por­da, ko­nut­ta cid­di bir arz faz­la­sı oluş­ma­ya baş­la­dı­ğı, bu­na kar­şı­lık ta­le­bin ge­ri­le­di­ği, bu­nun da stok­la­rı bü­yüt­tü­ğü be­lir­ti­li­yor. TÜ­İK’­in ve­ri­le­ri­ne gö­re 2013 ile 2014’ün ilk üç ayı ara­sın­da ko­nut pi­ya­sa­sı­na ye­ni gi­ren ve kul­lan­ma izin bel­ge­si alan dai­re sa­yı­sı yak­la­şık 956 bin, ye­ni ko­nut sa­tı­şı ise 649 bin. So­nuç; arz faz­la­sı 307 bi­ne ya­kın ko­nut var. Bu, son 15 ay­da üre­ti­len ko­nut­la­rın üç­te bi­ri­nin sa­tı­la­ma­dı­ğı­nı gös­te­ri­yor. Mer­kez Ban­ka­sı da fi­yat­la­rı ta­kip edi­yor ve 2010’dan bu yı­lın mart ayı­na ka­dar ko­nut fi­yat­la­rı yüz­de 51 ar­tar­ken, enf­las­yon ise yüz­de 33’de kal­dı. Ya­ni ko­nut fi­yat­la­rı, ge­nel fi­yat se­vi­ye­si­nin 18 pu­an üze­rin­de art­tı, di­yo­r…
To­par­lar­sak; ko­nut ar­zı dur du­rak bil­mi­yor, stok fi­lan din­le­me­den ko­nut ya­pı­lı­yor, ama sa­tış ve­ri­le­ri stok­la­rın hız­la art­tı­ğı his­si­ni ve­ri­yor. Fi­yat­lar ise bun­lar­dan ba­ğım­sız, özel­lik­le İs­tan­bu­l’­da “ba­lo­n” de­ni­le­bi­le­cek bi­çim­de ar­tı­yor. Va­rı­lan so­nuç: Bu böy­le git­mez, sa­tış­lar aza­lır, stok­lar el­de bi­ri­kir, yük­sek fi­yat­tan alan­la­rın elin­de ka­lır, abar­tıl­mış fi­yat­lı ko­nut­lar ve çar­kı çe­vi­re­me­yen şir­ket­ler, kre­di tak­si­di­ni öde­ye­me­yen bi­rey­ler pi­ya­sa­ya hav­lu atar­lar, ko­nut üs­tün­den kriz pat­la­r… ­İş­te ko­nut ba­lo­nun pat­la­ma­sı bu­du­r…

Bir şey ol­ma­z…

Bu tür ar­gü­man­la­ra kar­şı çı­kan­lar ise, Tür­ki­ye­’de ko­nut ta­le­bi­nin ne­re­dey­se uç­suz- bu­cak­sız ol­du­ğu sa­vın­da­lar. Mev­cut ko­nut sto­ku­nun çok es­ki ve sağ­lık­sız; bun­dan do­la­yı da ye­ni­len­me ih­ti­ya­cı ol­du­ğu­nu, kent­leş­me ve nü­fus ar­tı­şı­nın ye­ni ko­nut ta­le­bi ya­rat­tı­ğı­nı, hal­kı­mı­zın ge­le­nek­sel ola­rak ko­nu­ta tut­ku­su ol­du­ğu­nu vb. ha­tır­la­ta­rak, “Ba­lon fi­lan hi­ka­ye, bi­ze bir şey ol­ma­z” bi­çi­min­de kar­şı gö­rüş be­lir­ti­yor­lar. RTE’­nin si­ya­si geç­miş ve ge­le­ce­ğin­de ko­nu­tun ye­ri­ni de akıl­da tu­ta­rak ruh­sa­ta,ar­sa­ya hü­cu­mu hiç ek­sik et­mi­yor­la­r…

İçe dö­nü­k…

Tür­ki­ye eko­no­mi­si­ni ko­nut sek­tö­rün­den iba­ret, ko­nut­ta­ki arı­za­la­rı da eko­no­mi­nin can da­ma­rı ola­rak gö­ren bir teş­his, ek­sik ve ha­ta­lı. Res­min ta­ma­mı­nı göz­den ka­çır­ma­mı­za ne­den olur. Ko­nut da son tah­lil­de bir “me­ta­”dır. Tıp­kı oto­mo­bil, be­yaz eş­ya gi­bi­… On­la­rın üre­tim, iç ta­lep, dış ta­lep, stok so­run­la­rı, ko­nut için de söz ko­nu­su ve hep­si bir­bi­ri­ni ta­mam­lı­yor. Ko­nu­tu oto­mo­bil vb. den ayı­ran ise şu; Oto­mo­bil, be­yaz eş­ya gi­bi ürün­ler, iç ta­le­bin ya­nı sı­ra ih­raç edi­le­bi­lir. Ama ko­nut, biz­de ağır­lık­la iç ta­le­be dö­nük. Ya­ban­cı­la­ra sa­tı­lan her tür gay­ri­men­kul­den el­de edi­len dö­viz, yıl­da 3 mil­yar do­lar. Ya­ni 18 mil­yar do­lar­lık oto­mo­tiv ih­ra­ca­tı­nın bi­le an­cak 6’da bi­ri­…
So­run da bu­ra­da­… Ko­nut, yıl­lar­dır “iç pa­za­ra dö­nü­k” bü­yü­me­nin lo­ko­mo­ti­fi. Biz­zat ko­nut üre­tir­ken bi­le gir­di­le­rin önem­li bir kıs­mı it­hal edi­li­yor. Kul­la­nı­lan çi­men­to­da bi­le yüz­de 25 it­hal ener­ji kul­la­nı­mı söz ko­nu­su. De­mir-çe­lik­ten, iş ma­ki­ne­le­ri­ne, asan­sör­den muh­te­lif in­şa­at ekip­man­la­rı­na ka­dar ko­nut­ta önem­li bir it­hal gir­di kul­la­nı­mı var. Bu­na kar­şı­lık sek­tör, dö­viz ka­zan­dır­mı­yor, ken­di­siy­le be­ra­ber sa­na­yi­nin bir­çok sek­tö­rü­nü de iç pa­za­ra odak­lı­yor, ih­ra­cat­tan uzak­laş­tı­rı­yor. So­run esa­sen bu­ra­da ve kı­rıl­ma da bu­ra­da ya­şa­nı­yor, ya­şa­na­cak…

Ca­ri açı­k…

Ko­nu­tun da kat­kı­da bu­lun­du­ğu iç pa­za­ra dö­nük sek­tör­ler, ye­te­rin­ce dö­viz ka­zan­dı­rı­cı ye­te­nek­te ol­ma­dık­la­rı için, iç pa­za­ra dö­nük bü­yü­me­nin sı­nır­la­rı­na da­yan­dı­lar. Ko­nu­tun de bes­le­di­ği it­ha­lat ar­tı­yor ama ih­ra­cat ge­ri­de ka­lı­yor, dış ti­ca­ret açı­ğı­nı ka­pa­ta­cak hiz­met ih­ra­cı da ye­ter­siz, böy­le­ce ca­ri açık bü­yü­yor. Dı­şa­rı­dan bu açı­ğı ka­pa­ta­cak ya­ban­cı pa­ra­ya ba­ğım­lı­lık pe­ki­şi­yor. Ya­ban­cı pa­ra gi­ri­şi ge­ri­le­yin­ce el­de­ki dö­viz re­zer­vi ve yas­tık al­tı pa­ra­lar­la, dö­vi­zin tır­ma­nı­şı bir sü­re­li­ği­ne fren­le­ni­yor. Ne var ki, ya­ban­cı gi­ri­şi dur­du­ğu, azal­dı­ğı an­da, dö­viz fren tut­ma­ya­cak ve bu­nun­la bir­lik­te ko­nut sek­tö­rü de du­ra­cak, tüm eko­no­mi de­…

AKP for­ma­tı­…

Tür­ki­ye eko­no­mi­si dö­viz ka­za­nan bir eko­no­mi ol­say­dı, dış kay­nak kul­la­nı­mı mor­fin­man­lık dü­ze­yin­de de­ğil, ma­kul de­re­ce­ler­de ol­say­dı, ko­nut­tan ve in­şa­at­tan en­di­şe et­me­ye ge­rek kal­maz­dı. Ter­si­ne, dep­re­me kar­şı da­ha sağ­lam bir ya­pı sto­ku için se­fer­ber­lik ye­rin­de olur­du. Ama for­mat de­ğiş­tir­mek şar­tıy­la. Çün­kü AK­P’­nin TO­Kİ ön­cü­lü­ğün­de, yan­daş ser­ma­ye­dar ya­rat­ma amaç­lı, imar ih­lal­le­ri ve kent suç­la­rıy­la do­lu, rüş­vet ve yol­suz­lu­ğu yol ya­pan bu in­şa­at-ko­nut fa­ali­ye­ti, baş­lı ba­şı­na re­for­me edil­mek, “de­mok­ra­tik­leş­ti­ril­me­k” zo­run­da. Hem üre­tim, hem de­ne­tim hem de kul­la­nım açı­sın­dan bir re­form ih­ti­ya­cı bu­ra­da ön­ce­lik­le var…

Written by Mustafa Sönmez