Doları Uçuran İç Kırılganlıklar…
Mustafa Sönmez Merkez Bankası ve Hükumet, dolar kurunu 1.65-1.70 TL bandına çekmeye heves ederken…
Mustafa Sönmez
AB’nin “Ortak Pazar” olarak anıldığı dönemlerde, muhalifler, Topluluğa katılmanın Türkiye’yi geliştirmeyeceğinden, AB’nin pazarı haline getireceğinden söz ederek, “Ortak Pazar: Onlar Ortak, Biz Pazar” sloganını kullanırlardı. Ekonomik saikin ön planda olduğu bu yaklaşım, tam üyeliğin siyaseten getirecekleri vb. de göz önüne alınınca, zamanla fazla taraftar bulamaz oldu. Ama bugün, sadece bu optikten, yani dış ticaret penceresinden baktığımızda, gerçekten de AB için Türkiye’nin iyici pazar haline geldiği, dış açığın , özellikle de son dönemlerde sürekli Türkiye aleyhine büyüdüğü görülüyor.
AB istatistik kurumu Eurostat’ın dış ticaret verileri, izlenen düşük kur politikasının da sonucu olarak, Türkiye-AB dış ticaretinde açığın Türkiye aleyhine iyice büyüdüğünü ortaya koyuyor. Yani AB, Türkiye’ye sattıkça Türkiye buna pek karşılık verememiş ve ihracatı ithalatının gerisinde kalmış, AB ile dış ticaret açığı büyümüş de büyümüş.
Kaynak:Eurostate veri tabanı
AKP döneminde AB ile dış ticarete bakalım. 2003’te AB’nin ihracatında Türkiye yüzde 3,5 pay sahibi.Yani 31 milyar Avroluk satış. Ama Türkiye buna 27 milyar Avro ile karşılık veriyor ve dış açık 3,5 milyar Avro’dan ibaret. Peki sonra ne olmuş? 2006 yılında AB’den ithalat 50 milyar Avroyu geçerken ihracat 42 milyar Avroya yakın, ama açık, nereden baksanız 8,3 milyar Avro. Kriz öncesinde açık 8 milyar Avro. Krizden sonraki büyüme yılında , kuyudaki AB’ye ipi Türkiye uzattı ve AB’den ithalat 61 milyar Avro’yu geçerken ihracat 42 milyar Avro’da kalınca, AB’ye karşı açık da 19 milyar Avro’ya kadar çıktı !…Aslında, Türkiye, sıcak para çekip, döviz kurunu düşük tutarken AB’yi 2010’da kuyudan çıkarmak için elinden geleni yaptı ve AB’ye pazarlarını açtıkça açtı. Sonuçta 2010’da AB, satışlarının yaklaşık yüzde 5’ini Türkiye’ye yaparken Türkiye’nin sattıkları AB ithalatının yüzde 3’ünü bile bulamadı. Sonuç: Bugün milli gelirin yüzde 8-9’una tırmanan cari açığımızda AB’den yaptığımız ithalat (bunu AB’ye yaptığımız kıyak diye de okuyabilirsiniz) önemli bir etken.
***
Şimdi de en yakın dönemi alalım. 15 Temmuz tarihli Eurostat bülteni, 2011 Ocak-Nisan döneminde Türkiye’nin AB’ye ihracatının 2010’un aynı dönemine göre yüzde 23 arttığını ve 16,5 milyar Avro’ya çıktığını söylüyor. Ya AB’nin Türkiye’ye sattıkları? İşte orada artış yüzde 43’ü bularak 25 milyar Avro’ya yaklaşmış. Yani daha ilk 4 ayda, AB’ye karşı dış ticaret açığı 8,5 milyar Avro’ya çıkmış. Yani Türkiye, “iyice pazarlaşmış”…
Kaynak: Euro Area External Trade in Balance, 15 Temmuz 2011
2011’in ilk 4 ayında, AB’nin en büyük ticari partnerleri içinde, AB’ye en büyük dış açığı Türkiye vermiş. AB’nin her 100 Avroluk alımına ancak 66 Avro satışla karşılık verilmiş. Oysa Çin, 100 alıp 216 satmış, Rusya 100 alıp 206 satmış. Japonya 100 alıp 152 satmış, G.Kore, 100 alıp 120 satmış, Brezilya bile 100 alıp 108 satmış.
AB’ye ütülenlerin başını, ABD ve Türkiye çekiyor …