Mustafa Sönmez

AKP, 8,5 yıllık iktidarının sonunda 451 milyar dolarlık dış ticaret açığı verdi. Bunun sonunda da milli gelirinin yüzde 8’ini aşan devasa bir cari açık belası ile karşı karşıya. Açığın bu boyutlara varmasında Asya ve Rusya ile ticaret ilişkilerinin asimetrik yapısı oldukça çarpıcı. İhracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 20’leri bile bulmadığı bu iki bölge ile ticaretin ortaya çıkardığı açık, AB ile  ticaretin yol açtığının çok çok üzerinde.

AKP’nin ezel ebed ideolojik olarak kendisine “asli ortak pazar” olarak gördüğü “İslam alemi” ile ticari ilişkileri ise karşı karşıya bulunduğu cari açığa hiç derman olmuyor.

 İslam dünyasını yakından ilgilendiren siyasi konularda ortak bir duruş sergileme amacıyla kurulmuş olan İslam Konferansı Teşkilatı (İKT), tüzüğüne göre, “ Üye ülkeler arasındaki işbirliğinin artırılması için ticaret, hukuk, bilim ve teknoloji, kültürel ve sosyal konular, yönetim-finans ve iletişim gibi alanlarda da faaliyet göstermektedir”.

İKT’nin üye sayısı 57. Asya ve Afrika kıtaları ile Ortadoğu bölgesindeki Müslüman nüfusa sahip ülkelerin büyük bölümü İKT üyesi. Ayrıca, Avrupa kıtasından Arnavutluk ve Amerika kıtasından Surinam da İKT üyesi. Nüfusu 1,5 milyarı bulan Müslüman ülkeler, 4-5 trilyon dolarlık bir milli gelire sahipler. Yani dünya gelirinin yüzde 7-8’i…Böyle olunca kişi başına gelirleri de 2 bin 800 dolar dolayında düşük bir düzeyde. Yani, Türkiye’de kişi başına gelirin yaklaşık üçte biri düzeyinde bir kişi başına geliri var bu 1,5 milyarlık nüfusun…

 İslam aleminin dünya ticaretindeki payı yüzde 10 dolayında. Güya İslam ülkeleri arası işbirliğini artırmayı hedefliyorlar ama İKT içi ticaret , dünya ile ticaretlerinin yüzde 16’sından ibaret. Türkiye, Suudi Arabistan, BAE, Malezya, Endonezya, Mısır, Suriye, İran, Pakistan, Kuveyt, İKT’nin en önemli ticaret aktörleri.

***

Türkiye’nin AKP iktidarında İslam alemi ile ekonomik ilişkiler artırılmak istenmesine rağmen, fazla bir yol alınabildiği söylenemez. Türkiye’ye doğrudan yatırım, fon akışı,  hatta gayrimenkul yatırımı biçimlerinde özellikle Körfez ülkelerinden belli yatırımlar söz konusu olsa bile, dış ticarette 57 üyeli İKT’nin payı ithalatta yüzde 12’yi, ihracatta yüzde 20’yi ancak buluyor.

Kaynak:DTM ve TÜİK

AKP iktidarının ilk yılı olan 2003’ten 2011 ortasına kadar geçen dönemde İslam ülkelerine ihracatı 160 milyar dolara ulaşmadı bile. Böylece bu pazarın Türkiye’nin ihraç pazarlarındaki yeri  yüzde 20,2 oldu. Bu ülkelerden özellikle enerji ithalatı yapan Türkiye’nin faturası ise 150 milyar doları bulunca, bu bölgeden dış ticaret fazlası ancak 10,5 milyar dolar dolayında gerçekleşti.

***

Türkiye’nin, geçmiş 8,5 yılda 1 trilyon 241 milyar doları bulan toplam ithalatı içinde enerji ithalatının payı yüzde 20 dolayında. Söz konusu sürede 243 milyar doları bulan enerji ithalatında Rusya’nın payı önemli ve başat olmakla beraber Yakın ve Orta Doğu’daki İslam ülkeleri de en önemli tedarikçiler.

Bunlardan İran’dan yapılan ithalat 45 milyar dolara yaklaşırken ihracat 14 milyar doların altında.  Dolayısıyla İran, AKP iktidarında 31 milyar dolarlık üstünlük sağlamış. İran, 100 satmış, 30 almış.

Diğer enerji tedarikçilerinden Cezayir ile S.Arabistan’ın Türkiye’ye ithalatları 17-18 milyar dolar ile birbirine yakın .Türkiye’den yaptıkları alım ise 10-12 milyar dolar. Dolayısıyla bu iki ülke de Türkiye’ye karşı ticaret fazlasına sahipler.

Türkiye’nin “Müslüman kardeşleri”, Türkiye’nin ihracatında sadece yüzde 20 pay sahibiler ve en büyükleri, Türkiye’ye karşı ticari üstünlüğü ellerinde tutuyorlar.

(Devam:İhracatın Kimyası Sakat)

Written by Mustafa Sönmez