Elektrik pazarında paylaşım savaşları
Enerji sektörü, IMF-Dünya Bankası ikilisinin neoliberal telkinleriyle devletin hızla uzaklaştırıldığı ve elindeki tesisleri özelleştirme yoluyla…
1 Temmuz’da asgari ücret “yenileniyor”. Müjdeler olsun, 891 TL net , bekâr işçi için… Yılın ilk yarısında 846 TL net idi. Demek ki, yüzde 5,3 zam görüyor asgari ücret…
Ne zaman asgari ücret tartışma konusu yapılsa, önce asgari ücret bile kazanamayan “gelirsiz” milyonları hatırlarım. Milyonlar, aylık 891 TL’den bile mahrum, çünkü işleri yok!.. 15 yaş üstü nüfus kabaca 57 milyon ama bunların ancak 25.5 milyonunun gelir getiren bir işi var. Resmi işsiz sayısı 2.7 milyon ama eksik sayımla, işsiz rakamları içine girmeyen en az 2 milyondan daha söz edebiliriz. Yani 4.5-5 milyon bir nüfus, asgari ücretle de olsa bir işe muhtaç. İşten, dolayısıyla, bu gelirden de yoksun…
Bu milyonlarca yığının yanında, her ücretli de asgari ücret “nimet”inden yararlanamıyor. TÜİK’e göre, 2 milyonun üstünde kayıtsız, yani kaçak çalıştırılan, asgari ücretten bile mahrum ücretliler var.
Demek ki, asgari ücretin azlığından çokluğundan söz etmeden önce bir asgari ücret karşılığı çalışabilecekken çalışamayan, çalıştırılırken bu kadarlık bir hak-hukuktan mahrum bırakılan milyonlar ve milyonların yaşadığı AKP rejiminin ayıbını, utancını hatırlamak gerekiyor önce…Çalışma hakkından yoksun bırakılmış olmanın ayıbından, çalışanın asgari ücretten bile mahrum edilmesinin ahlaksızlığından söz etmeliyiz önce…
Saati 4 TL…
Dönelim yeni asgari ücrete… 1 Temmuz itibariyle bekar, çocuksuz bir asgari ücretlinin aylık net kazancı 891 TL olacak. İş Kanunu’nun 63. maddesi, haftalık çalışma süresinin 45 saat olduğunu belirtir. Buna göre, haftanın altı günü çalışılan bir işyerinde günlük çalışma süresi 7.5 saati aşmamalıdır. SGK işlemlerinde ay 30 gün olarak dikkate alınır, dolayısıyla aylık çalışma süresi de 30×7.5=225 saat olarak uygulanır. Buradan nereye varıyoruz ? Yeni asgari ücret 891 TL, 225 saate bölününce saat ücreti 3,96 TL olarak çıkar. Yuvarlayalım; 4 TL… Günlük yevmiye 30 TL…Soma işçileri de bu paraya çalışmıyorlar mıydı? Biraz talihlisi 40 TL’ye…
Neyin asgarisi?
Asgari ücret neye göre belirlenir? Tek başına bir işçinin zaruri ihtiyaçları göz önüne alınarak mı belirlenmelidir? İşçinin kendisi ve ailesinin hayatını idame ettirmesi için gerekli mal ve hizmetlere yetecek bir ücret olması gerekmez mi? Uzun söze gerek yok. Neden benzer işleri yaptıkları halde, asgari ücret bugün birçok ülkede farklı. Örneğin Türkiye’dekinin Avro karşılığı 891/2.91=306 avro iken Belçika ve İrlanda, Hollanda ve Fransa’da neden Türkiye’dekinden 1100 Avro daha fazla ?
Bu düzey farklılığı, taban ücrete, söz konusu ülkelerde atfedilen değerle ilgili. Bu değer, durduk yerde ortaya çıkmıyor elbette. Çalışan sınıfın yüzyılı aşkın mücadelesinin ürünü. Böyle bir ahlaki ücret, her ülkedeki sınıf mücadelesinin bir sonucu aslında. Örgütlü mücadele yoksa, sonuçta ne yazık ki, adil ücret de yok…
2 işçiye 1 devlete…
1 Temmuz itibariyle 891 TL net asgari ücret, cebe girecek net para . Ama işveren, işçinin ve kendisinin payına düşen sigorta primleri ile vergiyi de , her ay devlete ödemeli. Ne kadar? İşçi adına 159 TL SGK primi kesilecek, 11 TL dolayında da İşsizlik Sigorta Fonu’na kesinti yapılacak. 1 Temmuz itibariyle asgari ücretlinin ödeyeceği gelir vergisi ayda 64 TL olacak. Asgari ücretliden ayda ayrıca 9 TL’ye yakın damga vergisi kesilecek. Böylece toplam vergiler 74 TL’yi, sigorta primleri de 169 TL’yi bulacak; kesinti toplamı da 243 TL’ye ulaşacak.
Ancak kesintiler bunlarla kalmıyor. Mevzuata göre işveren de kendi adına SGK ve İşsizlik Fonu’na katkılar yapmak zorunda. Bekar ve çocuksuz işçi için işveren yüzde 15 işveren payı olanak SGK’ya 176 TL prim yatıracak. Ayrıca İşsizlik Sigorta Fonu’na da işveren payı olarak 23 TL’ye yakın yatıracak. Bu durumda işveren üstünden kesintiler de 200 TL’ye yaklaşacak. Özetle 241 TL’si işçiden vergi ve prim, 200 TL’si işverenden prim olmak üzere Temmuz ayı itibariyle 441 TL devlete vergi ve prim olarak ödenecek…
Toplam ücretlilerin ne kadarının asgari ücretli olduğu ise bilinmiyor. Özel sektörde birçok işveren, daha az vergi ve prim ödemek için çalışanları asgari ücretli gösteriyor ve vergiden, primden kaçırdığı ücreti açıktan ücretliye ödüyor. Ücretliler toplam vergiye yüzde 15 dolayında katkıda bulunurken vergilerin yüzde 70’i KDV ve ÖTV olarak dolaylı vergi olarak alınıyor. Ücretliler, tüketici olarak bu yükün de önemli bir kısmını üstleniyorlar.
Neresinden baksanız, büyük adaletsizlik, büyük vicdansızlık…