Tayyip Erdoğan sayesinde “Haşhaşilik” terimine herkes alıştı. RTE, Fethullah Gülen’in takipçilerine benzetti  Haşhaşileri … Rivayete göre, onbirinci yüzyılın ortalarında yaşayan  Hasan Sabbah, İran’da 34 yıl boyunca hiç ayrılmadığı Alamut Kalesi’nde tarikatının fedailerini  haşhaşlıyor  ya da  afyonluyordu. Bu afyonlama ile intihar eylemcileri Sabbah’ın her dediğini yapıyorlardı. Körü körüne bağlılığı anlatır Haşhaşilik…

 Bağımlı AKP

Konu afyonlanmak, bağımlılık ise, onun dik alâsını biz AKP’de, onun ülke ekonomisini kaptırdığı bağımlılıkta bütün detaylarıyla görebiliriz. Gerçekten de ülke ekonomisi haşhaşlanmış ve RTE ile ekibi yakalandıkları afyonluluk halinden kurutulamaz haldeler. Son günlere damgasını vuran faiz düşürme sıtması da bu bağımlılığın sonucudur aslında.

AKP, hükümet ettiği 2002 Kasım’ından bu yana,  iç ve dış iklimin de yaver gitmesi sonucu, kendisini kolaycı bir ekonomi modeline kaptırdı ve siyasi sonuçlarını alınca da bu modelden hiç şaşmadı, giderek haşhaşlandı, kulu kölesi haline geldi. Neydi bu model? İç pazara dayalı birikim modeli. Ucuz döviz, ucuz dövizle ithalat, kışkırtılan tüketici kredisi ve mantar gibi türeyen AVM’lerden tüketiciye satılan  konuttan otomobile beyaz eşyadan  elektroniğe tüketim malları…Bu satışın getirdiği KDV’ler, ÖTV’lerle dolu Hazine ve o sayede kömür-makarna ile, beleşimsi sağlık hizmetleri, karayolu ağırlıklı ulaşım, sivil havacılık vb sunumu ile cezp edilen seçmen kitleleri…

Afyon iklimi…

Bu çarkın dönmesine hem iç, hem de  dış iklim oldukça yardımcı oldu. Bir kere Kemal Derviş’e duacıdırlar AKP’liler. Çünkü,  kendilerine, 2001 krizi sonrası IMF işbirliği ile bakımdan çıkmış bir ekonomiyi altın tepsi içinde sunduğu için…Bankacılık sistemi temizlenmiş, kontrol altına alınmış, Hazine sistemi açıklardan arınmış, özelleştirmenin önündeki tüm engeller kaldırılıp yasal altyapısı hazırlanmış …Bunlar için IMF’den okkalı borçlar alınıp halkın da ümmüğü sıkılmıştır ama olsun,  faturayı, 57. Hükümetin koalisyon ortakları 2002’de barajın altında kalarak ve iktidarı  RTE’ye teslim ederek ödemişlerdir zaten…Ne kadar teşekkür etseler azdır…

İçerideki bu güllük gülistanlık iklimin üstüne, 2002 sonrasında 2008-2009 global krizine kadarki dönemde gidecek adres arayan dünyanın bol likiditesi gelmiştir… 2001 krizinden rektifiye edilmiş ekonomiyi, hem de tek partili bir iktidarı görünce, sinek gibi üşüştü yabancı yatırımcılar  Türkiye’ye ve dolar kuru bu girişlerle 1.50’TL’lerden 1.30 TL’lere kadar ucuzladı. Hem de 11 yılın ortalama enflasyonu yüzde 9’u bulmuşken…

Tüketici…

RTE, ucuz döviz girişi aksamasın diye, yabancılara faizin hasını da esirgemedi. Giren dövizle, kâh mamul, kâh girdi olarak ithalat yapıldı; giren yabancı parayı, bankalar kredi olarak sundu tüketiciye. Hayatında kredi kartı kullanmayan, banka kredisi almayanlar, bankaları aşındırdı, internetten borçlandı ve bir anda 300-350 milyar TL’yi buldu hanehalkı  borçları…Kimi konut alıyordu, kimi otomobil, beyaz eşya, cep telefonu, ama en çok da borcu borçla kapatmanın aracı yapılıyordu krediler…Bu saadet zinciri ile yol alıyordu RTE ve çevresi. Halkımız, yeterince iş bulamasa, ücret-maaş alamasa da kredi kullanabiliyordu. Bu da halkı afyonlamanın yoluydu işte. Giderek afyonlanan seçmen, RTE iktidardan gitmesin yoksa çark dönmez, istikrar kaybolur diye “Haşhaşi”ye döndürüldü.

Cari açık

Kuşkusuz bu, yönetimiyle seçmeniyle haşhaşlanmanın bir bedeli var. Öyle, el parasıyla ithalat, borçlanma, karşılıksız olmuyor. Kazandırdığı dövizin kat kat üstünde döviz tüketen ekonominin cari açık diye müzmin bir hastalığı oluştu. Haşhaşin hasztalığı bu. Sonuçta da sırtta,  400 milyar dolara dayanan ve 167 milyar doları önümüzdeki 12 ayda ödenmek zorunda olunan bir dış borç kamburu var. AKP yönetiminde bunun sürdürülemez olduğunu görüp “Yönetmeyi bilelim yoksa duman oluruz” diyenler de var. Merkez Bankası yönetimi, Bakanlar Ali Babacan, Mehmet Şimşek böyle isimler gibi…

Ama, afyonlanmışları uyandırmayalım, çarkı aynı biçimde döndürelim diyen ise Bay muktedir RTE ve hık deyicisi  Zeybek gibiler…Onlar, ekonomide aşırı ısınmadan, bunun arabayı kayaya çarpma riskini filan umursamaz haldeler. Afyonlanmış seçmeni elden kaçırma telaşı daha baskın. Fırlayan dövize önlem olarak 6 puan artırılan faizi, tekrar indirin, öyle parça parça değil, adamakıllı  indirin sıtmasına kapılmış durumdalar. Ne dünyada olan biten umurlarında, ne yanı başımızdaki Irak’ın yangını…O yangının eve sıçramış olmasını bile algılayamayacak kadar afyonlu haldeler.

Konutlar satılmıyor, stoklar birikti diye şikayete  geliyor RTE müteahhitleri…Araba satılmıyor, buzdolabı satılmıyor diye şikayete geliyor galeri, mağaza sahipleri…Çözüm ? İndirin faizi , bankalar yeniden açsın tüketici kredisi musluklarını, alsın halkımız afyonunu yeniden… Sonuç: 0,75 puan indirim.Çok işe yaramaz  “Tayyip savmak” için…Ama baskı sürecek.  Çok kalmadı Ağustos’un 10’una…Ahalinin haşhaşıyla oynamasın kimse…

Gerçek haşhaşiler, telaş içinde…

 

 

Written by Mustafa Sönmez