Kaygan Zeminde Yeni Hükümet…
Mustafa Sönmez AKP’nin üçüncü döneminde icraat hiç de kolay bir zemin üstünde yaşanmayacak.…
Mustafa Sönmez
16.06.2010, Çarşamba
Mart ayının işgücü-istihdam-işsizlik göstergeleri, 2010’un ilk çeyreğinde iki haneye ulaştığı iddia edilen büyümenin beklenen istihdamı yaratamadığını ortaya koyuyor. TÜİK’in mevsimsel etkileri izale etmeden yayınladığı göstergelere bakılırsa, 2010 Mart’ında resmi işsizlik yüzde 13,7, tarım dışı işsizlik ise yüzde 16,7 olarak gerçekleşti. Bu, 2009 Mart ayına göre işsizliğin görece düzeldiğini gösterse de kriz öncesine göre işsizliğin bir üst basamakta kemikleşmekte olduğunu gösteriyor. 2008 Mart’ında resmi işsizlik yüzde 12’ye yakındı, bu Mart’ta ise yüzde 14’e yakın. Yine kriz öncesi mart ayında tarım dışı işsizlik yüzde 13,4 idi, kriz sonrasının Mart(2010) ayında ise yüzde 16,7. Dolayısıyla, işsizlikte, Türkiye bir üst basamağa sıçramış durumda. Bunu, mevsimsel etkilerden arındırdığımızda da görüyoruz. Kriz öncesinde yüzde 10’da basamak yapan işsizliğin, 2010’un ilk çeyrek toparlanmasına rağmen yüzde 13 basamağına yerleşme eğiliminde olduğu görülüyor.
Mevsimsel etkileri dikkate alıp başka bir değerlendirme yapan TÜİK’e göre, 2008 Mart ayında yüzde 10,1 olan işsizlik, kriz yılı 2009’un Mart ayında yüzde 14,8’e, sayı olarak da 3 milyon 613 bine çıkmıştı. 2009 sonu ve 2010 Mart’ında başlayan büyümeye rağmen, mevsimlik etkilerden arındırıldığında işsizliğin kriz öncesine dönemediği ve yüzde 12,7 bandına yerleştiği, sayının da 3 milyon 276 bine çıktığı görülüyor.
***
Mart ayında resmi işsizlik yüzde 13,7 görülse de “umudunu yitirip” iş aramayanları, eksik istihdamı ve mevsimlik çalışanları eklediğimizde bulunan gerçek işsizliğin yüzde 24’ü bulduğunu görüyoruz. Resmi işsiz sayısı 3 milyon 438 bin iken 876 bin eksik istihdam var ve 2 milyon 321 bin de sayılmayan işsizler var. Bunlar alt alta toplandığında gerçek işsiz sayısının 6 milyon 635 bine çıktığını, işgücünün de 27,5 milyona çıkmasıyla gerçek işsizliğin yüzde 24’e vurduğunu görüyoruz.
***
Şaibeli bir görüntü ise istihdamda yatıyor. Toplam istihdamın kriz öncesinin 2008 Mart’ında 20 milyon 389 iken kriz Mart’ında(2009) 241 bin gerileme gösterdiğini görmüştük. Kriz sonrasının Mart 2010’unda ise istihdamın 21,7 milyona kadar çıktığı anlaşılıyor. İyi de bu artış hangi sektörde yaşanmış, hangi sektör istihdam yaratmış bu kadar ?
Şeytan ayrıntıda gizli değil midir? Sektörel olarak bakıldığında istihdam artışının tarım sektöründe olduğu görülüyor. Tarımın 2 yılda istihdamını yüzde 15 artırdığı, yani tarımda 700 bin kişinin iş edindiği öne sürülüyor. Bu mümkün mü? 2002-2009 döneminde tarımda büyüme yıllık yüzde 1’i ancak bulurken, nüfus, kırdan kente hızla akarken tarım nasıl iş yaratıyor? Kentlerden kırlara geri dönüş mü başladı? Başladıysa, peki üretim nerede, katma değer artışı nerede? Belli ki, burada bir “alicengiz oyunu” var…
Büyümeyen tarım istihdam yaratmış görünürken sanayideki (imalat sanayi,madencilik ve enerji toplamı) istihdamın kriz öncesine dönemediği görülüyor. Kriz öncesi Mart ayında 4,4 milyon olan sanayi istihdamı, bütün son aylardaki büyüme iddialarına rağmen, kriz öncesinin 100 bin altında. Yani, sanayi, istihdamsız büyüme hastalığını aşamıyor.
Bu yılın Şubat’tan Mart ayına gerçekleşmiş 474 binlik istihdam artışının bile üçte biri tarımda istihdam artışından kaynaklanıyor. Benzer bir oran da inşaat için geçerli ama sanayide bir ayda yine 7 bin istihdam azalması görünüyor. Tarımda bu istihdam balonunu kim, nasıl açıklıyor? Bu balon ile işsizliğin maskelendiği açık değil mi?
Şişir tarımda istihdamı, düşür işsizliği…