AKP yönetimi panikte. Bir telaş ki sormayın gitsin; Yakınma, iktidarın yarı resmi organı Sabah’ta, 23 Eylül günü şöyle ifade buluyordu;  “Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın ısrar ettiği aşırı sıkı para politikasıyla büyüme hedefin altında kalıp, bütçe açık verince Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de vergi artışına sarıldı.”

2009’un yüzde 5’e yakın küçülmesinin ardından bol kepçe kamu maliyesi destekleri ve sıcak paranın geri dönüşüyle 2010 ve 2011’de ortalama yüzde 9 büyüyen ekonomi , sonunda su kaynattı ve 2012’de frene basıldı , büyüme hedefi yüzde 4’e düşürüldü. Şimdi hedefin de altında seyrediyor büyüme; yılın ilk yarısında yüzde 3 ve yılı bunun da altında kapatma ihtimali yüksek.

 

2010-2011 döneminde dış kaynak girişiyle büyüyen ekonomi ithalat ve iç tüketimi genişletirken bu kalemlerden sağlanan KDV, ÖTV’ler sayesinde bütçe de belini doğrulttu ve harcamada ağanın eli tutulamadı. Harcama artıyordu ama nasılsa gelirler de artıyordu. Ekonomi büyürken bütçe açığı, gelirler sayesinde küçük kaldı . Ama 2012’de ekonomi küçülünce iç tüketim, ithalat azalınca vergi gelirleri de düştü, gelin görün ki harcamalar katıydı; arttıkça arttı ve sırtta taşınan cari açık kamburuna bir de bütçe açığı riski eklendi. Hükümeti telaşlandıran da işte bu “çift kambur”…

Kaynak: Orta Vadeli Programlar, (*) 2012 program hedefleri

Ekonomi büyürken, madalyonun öbür yüzünde cari açığın büyümesi gerçeği vardı. Yüzde 9’larda büyüyen ekonomi yüzde 10’a varan cari açık/GSYH oranına gelmişti. 77 milyar dolarlık bu açık dünya rekoruydu. Bununla devam etmek intiharla eşanlamlıydı. İktidar, 2012’de yumuşak iniş kararıyla yüzde 4 büyüme hedefine çekilirken cari açığın da yüzde 8’e inmesini bekledi. Yılın ilk yarısında büyüme yüzde 3’e gerilerken cari açık oranı da yüzde 8’e geriledi gerilemesine ama hala yüksek. Şimdi korkulan, bu kambura ikizinin gelmesi yani şimdiye kadar göze batmayan bütçe açığının birden büyüme tehlikesi. Nitekim Ocak-Ağustos döneminde bütçe açığı 8,5 milyar TL’yi buldu. Yıl sonuna kadar hedef, 21 milyar TL’de kalmak ama herkes farkında ki öyle olmayacak; 30-35 milyar TL’yi bulacak bir bütçe açığı ihtimal dahilinde. Bu da “ikinci kambur” demek.

 

Cari açık riski ortadan kalkmamışken ortaya bir de bütçe açığı defosunun çıkması, en çok dış kaynak girişini etkileyecek bir risk. Bugüne kadar gelen yabancı kaynak cari riski görüyordu ama bütçenin sağlamlığına güvenerek yatırımda beis görmüyordu. Nasılsa iktidarın elinin altında ani bir yangını söndürecek güçlü bir itfaiye, yani bütçe vardı. Aynı şey mesela krizdeki Avro bölgesi ülkelerinin çoğunda yoktu. Ama şimdi o itfaiyenin su tankı delindi ve hızla su kaybediyor. Ekonomi büyümüyor.Çünkü iç tüketimde derman kalmadı. Hızla borçlandırılan aileler yeni borç almada isteksiz. Özel yatırımlar iki yıl yükünü aldı yeni yatırıma heves eden pek yok. İhracat ise yırtınarak pazar bulmaya çalışıyor ama kondüsyonu çok düşük, rekabet gücü yok. Büyüme olmayınca bütçenin yükünü taşıyan halka yıkılmış dolaylı vergiler eskisi gibi yok. Özelleştirmeler istendiği gibi gitmiyor. Gelirler kısa, ama harcamalar uzun…SGK açıkları bütçeyi kurutuyor. Maaş giderleri, belediye, KİT açıkları, Suriye,Güneydoğu faturaları büyüyor.

 

***

İkinci kamburu besleyecek ne varsa , hepsi ayakta. Ne yapmalı? Zam ve vergi…Otomotiv, akaryakıt ve alkollü içeceklerdeki ÖTV ile tapu harçlarının artırılmasını düzenleyen son kararname ile 2012 ve 2013 bütçesine sırasıyla 2.5 milyar TL ve 8.5-9 milyar lira olarak hesaplanmış. Sigaranın vergisinin artırılması, bazı vergi istisnalarının kaldırılmasının yanı sıra zam önlemleri masada. Doğalgaza yüzde 10-15 aralığında zam yapılması muhtemel. Zam, maliyetleri artıracağı için bu elektrik fiyatlarına da yansıtılacak. KDV oranının 1 puan artırılarak yüzde 18’den 19’a çıkarılması da var. Bunun da yaklaşık 5 milyar liralık ek vergi anlamına geldiği hesaplanıyor. Maliye’nin bir başka önlem planı da taşıt sahiplerinin her yıl iki kez ödediği Motorlu Taşıtlar Vergisi oranlarının artırması.

İktidarın yarı-resmi gazetesi Sabah’ta, AKP’nin milli görüş ruhu sahnede; “faizcilere” verip veriştiriliyor ve deniyor ki; “Ekonomi yönetiminin vergi artışlarıyla vatandaşın cebinden aldığı 8.5 milyarın neredeyse yarısından fazlası Merkez Bankası’nın faizleri yüksek tutması nedeniyle artan faiz ödemelerine gidecek. Yani toplumun yüzde 1’lik kesimi ve bir bölüm yabancı yatırımcının kazandığı fazla faizin faturası dolaylı vergilerin artmasıyla tüm vatandaşlara çıkacak.”

Bahane aramayın, oyun bitti (Game over!..) Çifte kamburun dayattığı zam ve vergi yağmurunu yakında, işten çıkarmalarla yoğun işsizlik izleyecek. Bakalım bunlarla  kim, nasıl baş edecek…

 

Written by Mustafa Sönmez