Suriye üstünden kaçış tüneli…
Türkiye siyasetinin gündemi, bir yandan bugün başlayacak Meclis Başkanlığı seçimi, ardından, koalisyon hükümeti kurma girişimleri…
Sayıları resmi verilere göre 2,5 milyonu bulan işsizlerin , sayıları 12 milyona ulaşan kayıtlı ücretlilerin 10 yıllık birikimleri, kenarda bir hazineleri var. İşsizlik Sigortası Fonu’ndan söz ediyorum. 2002’de kurulan bu fon’un 10 yılı geride kalırken kasasında, öyle böyle değil, 62 milyar TL birikmiş para var. Var da, işsizlere ne faydası var, derseniz, maalesef pek yok. Para işçilerden kesiliyor ama onların yararlanmasına pek imkan tanınmıyor. Fonda biriken paralardan büyük faiz gelirleri elde ediliyor. Primle, faizle gelirler biriktikçe birikiyor ama iş, kullanmaya gelince işsizlerin fondan maaş almaları için engelli maraton koşmaları isteniyor. Çünkü, öyle barajlar getirilmiş ki, işsizlik maaşı almak için, bu şartları ancak sınırlı sayıda işçi yerine getirebiliyor.
Bir kere, işsizlik sigortasından yararlanabilmek için; 1) Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak, 2) Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak; 3) Son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak gerekiyor…600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olana da en fazla 6 ay için işsizlik maaşı ödeniyor. Çoğu asgari ücretli gösterilen işçilere, işsizlik maaşı olarak da (2012) ayda 373 TL ödeniyor.
Her işsizin bu şartların hepsine birden sahip olması kolay olmayınca Fon’dan 373 TL’lik maaşı alan sayısı da devede kulak kalıyor. Örneğin, Fon’un 10 yıllık tarihinde işsizlik maaşı alanların sayısı 2,7 milyon kişi olarak belirlenmiş. Yani yılda ancak 270 bin, ayda 23 bin kişinin işsizlik maaşı alabildiğini anlıyoruz. 10 yılda ödenen para da 5,3 milyar TL. Yani işçi başına yılda ancak 2 bin liraya yaklaşan bir para. Fona parayı verenlerin düdüğü çalamadıklarını görmek için fotoğrafı daha büyütelim. İşçilere koklatılmayan hazinenin nereye aktığına da bakalım.
Son 4 yıla bakıldığında, Fon’a yılda ortalama 10 milyar TL girdiğini görüyoruz. Bu gelirlerin yüzde 35’i primlerden oluşurken yüzde 50’si biriken fon kaynaklarının sağladığı faiz gelirlerinden, diğeri de devlet katkılarından oluşuyor. Giderlerin üstünde kalan gelirlerin sonucunda Fon’un varlığı her yıl enflasyonun çok üstünde büyüyor ve 2012 sonunda 62 milyar TL’ye ulaşacağı tahmin ediliyor.
Her yıl ortalama 10 milyar gelir elde edilmesine karşılık, işsiz maaşı ve diğer işçiler için giderlerin ancak yüzde 10 kadarı işsizlere gidiyor. Peki asıl gittiği yer neresi ? AKP iktidarı, 2009 krizinde elini Fon’a da uzattı ve GAP yatırımlarını finanse etme gerekçesiyle Merkezi Bütçeye, fon gelirlerini aktaracak bir düzenlemeye gitti. GAP’a , 2008-2012 döneminde yaklaşık 27 milyar TL harcanması öngörülürken, bu yatırımların önemli bir kısmının merkezi bütçe yerine işsizlerin fonundan karşılanması kararlaştırıldı. Bu amaçla Fon’un parası doğrudan merkezi bütçeye aktarıldı. Böylece 2009 ve 2010’da toplamı 8 milyar TL’ye yaklaşan geçen yıl da 1 milyar TL bütçeye aktarıldı. Bu yıl da 1 milyar TL’nin biraz daha üstünde bir kaynak transfer edilmiş görünüyor. Böylece son 4 yılda Fon’un 10 milyar TL’yi aşkın kaynağının merkezi bütçeye akıtıldığı anlaşılıyor.
***
Varlığı yılda 7-8 milyar TL artarak şimdiden 62 milyar TL’yi bulan ve gelirlerinin ağırlığı işçilerden alınan primlerden oluşan İşsizlik Sigortası Fonu’nu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ona bağlı İşkur yönetiyor. Yani aslında iktidar tek söz sahibi. Ne işçileri temsilen sendikaların, ne de işverenleri temsilen işveren sendikalarının Fon üstünde söz hakkı var. Böyle olunca Fon, merkezi bütçenin stepnesi gibi. Hükümetin sıkıştıkça gönlünce elini daldırdığı bir torba.
İşsiz sayısı görünenden daha yüksek ama işçilerin çoğu güvencesiz, dolayısıyla Fon’a paraları kesilse de işsiz kaldıklarında Fon’un şartlarını yerine getirememiş profildeler.İşsizken üç kuruşluk işsizlik maaşı bile çok görülüyor.
Ülkemizdeki bir dizi çarpıklıktan biri de bu işte…
Neremiz doğru ki?