Mustafa Sönmez

05.07.2010, Pazartesi
Yılda 6 milyar dolara yaklaşan ihracatı ile Türkiye’nin beşinci büyük pazarı haline gelen Irak, giderek daha fazla Türkiye kapitalizminin ilgisine mazhar oluyor. TÜSİAD’ın Kürt sorununa eğilmesinde, bu sorunun, Irak’ı, bu burnumuzun dibindeki pazarı istikrarsızlaştırıcı yanının da payı yok mu ? Türkiye’nin yarısı dolayında toprağa sahip, yine Türkiye’nin yüzde 40’ı kadar (28 milyon) nüfusu olan komşumuz Irak, etnik ve dinsel bileşimi ile çok parçalı. Nüfusun yüzde 75’i Arap, yüzde 15’i Kürt, yüzde 5’i Türkmen…Yine nüfusun yüzde 60’ı Şii, yüzde 32’si Sünni Müslüman …

1980’lerde Irak- İran Savaşı, 1990’larda Kuveyt’in işgali üzerine başlayan uluslar arası askeri harekat ve 2003 yılında ABD’nin askeri işgali…Bu fırtınalı 30 yılda Irak ekonomisi istikrarsızlık abidesi oldu. Ana geliri petrol olan Irak’ta , işgal öncesi milli gelir 19 milyar doları ancak buluyordu. İşgal yılında yüzde 33 küçülme yaşayan Irak ekonomisinin milli geliri de 13 milyar dolara kadar düştü. İşgal sonrasında, 2005’te Irak Cumhuriyeti’nin oluşturulmasından sonra çokuluslu petrol tekeli BP eliyle hızlandırılan petrol üretimiyle Irak’ın milli geliri 2008’de 85 milyar dolara kadar çıktı. Bu, henüz Türkiye’nin 700 milyar dolar olan milli gelirinin yüzde 12’si. Krizde petrol fiyatlarının düşmesi ile Irak’ın 2009 milli geliri 70 milyar dolara indi.

***

ABD emperyalizminin Irak’ı işgalinin esas hedefi, Irak’ın petrolüydü. BP’nin raporuna göre Irak’ın petrol rezervleri 115 milyar varil. Irak’ın belirlenmiş doğal gaz rezervleri ise dünya rezervlerinin yüzde 2’sine yakın. Rumeyla, Irak’ın en büyük petrol sahası ve işgal sonrası üretilen her bir varilden 2 dolar almak koşulu ile BP/CNPC ortaklığına verildi. BP’nin 2008 raporuna göre , Orta Doğu ve Afrika’daki 2007 yılı toplam bölgesel üretiminin yaklaşık yüzde 6’sını Irak karşıladı ve 2012 yılında ise toplam bölgesel üretimin yüzde 7,7’sini Irak karşılayacak. Irak’ın petrol gelirlerinin 2012 yılına kadar 58 milyar dolara çıkması bekleniyor.

İşgal sonrası IMF kontrolüne giren Irak ekonomisinde 2004 yılından başlayarak stand-by anlaşması yapıldı. Bu anlaşma ile, IMF, hızla Irak’ı neoliberal paradigmaya sürükledi. Hedef, başta, ülke petrolünü uluslar arası petrol tekellerinin üretim alanına sokmak ve Saddam rejiminden kalan KİT’leri özelleştirip merkezi yapıları liberalleştirmekti. Bu yoldaki program, küresel krizin petrol fiyatlarını aşağı itmesi ile yara aldı. Irak’a, yine de gelişmiş ve Türkiye gibi irice çevre ülkeler ilgi göstermekte, herkes, çeşme akarken testiyi doldurmanın yolunu erkenden bulmanın, paylaşımdan iyi bir parça koparmanın peşinde..

***

Türkiye’nin Irak ile ekonomik ilişkileri, dış ticaret, müteahhitlik ve çoğu petrol ile ilgili, doğrudan yatırımlar biçiminde sürüyor.

İşgalin ilk yılında 1 milyar doları bile bulmayan Türkiye’nin Irak’a ihracatı, 2009’da 6 milyar dolara yaklaştı. Yaklaşık 1 milyar dolarlık ham petrol ithalatı yapan Türkiye kapitalizmi için Irak potansiyel fırsatlara sahip bir ülke. 1981 yılında Irak pazarına giren taahhüt firmalarının, ülkedeki faaliyetleri işgal sonrası dönemde hızlandı. Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi,DEİK’e göre, 1972-2009 yılları arasında Türk müteahhitlik firmaları, Irak’ta değeri toplam 7,5 milyar dolar olan toplam 495 proje gerçekleştirdi.

Türkiye’nin Irak’taki doğrudan yatırımlarının başlıcaları ise DEİK’e göre şöyle:
Coca Cola, Efes markalarının sahibi Anadolu Endüstri Holding’in Erbil’deki şişe dolum tesisleri Nisan 2008’de faaliyete geçti, sırada Bağdat yatırımı var. . Karamehmet Grubu’nun şirketi Genel Enerji, Taq Taq bölgesinde petrol işine girdi. Taq Taq Sözleşme Sahası, Irak’ın Kürt Bölgesinde. Projenin yüzde 55’lik hissesi Genel Enerji’nin, Addax Petroleum International ise yüzde 45’lik pay sahibi. Bu ortaklık, Koya kentinde bulunan 60.000 BPSD kapasiteli rafineriyi inşa ediyor. Şirket, ayrıca, Koya’dan Kerkük’e uzanan 64 km uzunluğunda 24 inçlik bir boru hattı inşa ediyor ve Kerkük-Ceyhan boru hattına bağlanacak.

Ankara merkezli Pet Holding’e ait Pet Oil, bir diğer petrol yatırımcısı. Şirketin Ağustos 2006’da Kuzey Irak- Bina Bawi sahasında başlattığı sondaj çalışmaları devam ediyor. Pet Oil’in bu projede oluşturduğu şirketin adı A& T Petroleum ve proje ortakları Hawler Energy ve Oil Search Iraq Ltd.

Ayrıca 21 Kasım 2008 tarihinde kamu kuruluşu TPAO, BOTAS , petrol devi Shell Energy Europe BV ile Irak’ta doğal gaz arama, işletme, taşıma pazarlama faaliyetlerini kapsayan bir işbirliği ön anlaşması imzaladılar.

İşgal ile paylaşıma açılan Irak’ta, neoliberal kapitalizmin daha ilk aşamaları yaşanıyor. Irak’ı paylaşım savaşında, kimin payına ne düştüğünü, bu pazar uğruna “ne güneşler battığını” iyi izlemek gerek…

Written by Mustafa Sönmez