Mustafa Sönmez

20.08.2010, Cuma
Türkiye’ye yıkıcı dalgaları 2008’in son çeyreğinde ulaşan küresel krizin, 2009 yıkımının ardından 2010’da etkisini azalttığı söylenebilir. Yapılacak işler arasında, krizi bölgesel olarak tahlil etmek, bir yıkım bilançosu çıkarmak var. Hangi il, krizden nasıl etkilendi ve yaralarını ne kadar hızlı sarabildi? Bilgi olarak elimizde SGK’nın kayıtlı ücretli verileri var. İller bazında kayıtlı ücretli sayısını takip ederek krizin hangi ili ne kadar sarstığı, kriz öncesi ve sonrası durumun ne olduğunu anlayabiliriz. Bunun için kriz öncesi için 2008’in Ağustos verilerini, krizin ortası için 2009 Mayıs verilerini ve kriz sonrası için de 2010’un Mayıs ayı verilerini karşılaştırıp durumu görelim.

81 ile ilişkin bulguları bu sütuna sığdırmak imkansız, belki gerekli de değil. Tek cümle ile özetleyelim: Krizde kayıtlı istihdamda yüzde 5 daralma, kriz çıkışı, yerini kriz öncesinin yüzde 5 üstünde ücretli istihdam artışına bırakmış. Ücretlilerin yüzde 75’inin ya da dörtte üçünün toplandığı 18 büyük ilde ise durum şu: Krizde yüzde 6,4 daralma yaşanmış ve 445 bin işçi işten çıkarılmış ama kriz sonrasında, iş kayıpları telafi edilmiş ve kriz öncesine göre istihdam yüzde 3,3 oranında artarak 233 bin kişi işe alınmış.

Büyük 18 il içinde Ankara tek ayrışan il. Ankara’da hem kriz süresince, hem kriz sonrası bir daralma yaşanmamış görünüyor. Krizde kayıtlı ücretli istihdamını yüzde 1,5 artıran Ankara, kriz sonrası da , kriz öncesine göre istihdamını yüzde 11 artırmış. 18 büyük il arasında Ankara benzeri yok. RTE’nin krizin teğet geçtiği savı, sadece Ankara için geçerli !…

Türkiye’nin kayıtlı ücretli istihdamında yüzde 30 payı olan İstanbul’un kriz serüveni, krizde yüzde 7 daralma, kriz sonrasında da toparlanıp kriz öncesini yüzde 2 geride bırakma şeklinde. Başka bir ifadeyle krizde 195 bin işçinin işini kaybettiği İstanbul, hızla toparlanıp kaybını telafi etmiş ve 61 bin ek ücretli istihdamı yaratmış görünüyor.

Krizin İstanbul çevresindeki sanayi kentlerini derinden vurduğunu biliyoruz. Sayılara göre, bunlardan Bursa, krizde yüzde 12 daraldıktan sonra kriz sonrası yaralarını tam saramamış, krizde işini kaybeden 57 bin kişiden 15 bine yakını hala işine dönememiş. Kocaeli de 30 bine yakın iş kaybını telafi edememiş, hala 355 kişi işine dönememiş görünüyor. Tekirdağ ise tensikat kayıplarını ancak telafi edebilmiş. Bölgenin bir diğer sanayi kenti Sakarya ise kriz kayıplarını telafi ederek kriz sonrası ücretli istihdamını 4 bine yakın artırmış. Balıkesir ve Eskişehir’de de kriz sonrası orta halli bir toparlanma gözleniyor.

***

Ege’de İzmir, krizde yüzde 7’nin üstünde küçülüp 44 bin iş kaybı yaşarken kriz sonrası toparlanıp kayıplarını bir nebze telafi etmiş ve 5 bin yeni istihdama yer vermiş görünüyor. Komşu il Manisa’da toparlanma daha hızlı yaşanırken Denizli’nin sanayi yaralarını henüz saramadığı görülüyor. Güney’deki Muğla’da da kriz kayıpları henüz telafi edilememiş. Turizm başkenti Antalya ise kriz kayıplarını telafi ederek küçük de olsa bir büyüme ivmesi yakalamış.

Anadolu’nun sanayi kentlerinden Adana’nın, kayıtlı ücretli istihdamı kriz öncesine göre yüzde 9 artmış görünüyor. Komşusu Mersin’de de toparlanma belirgin. Keza, Konya ve G.Antep’ de hızlı büyüme ivmeleri yakalamış görünüyor. Özellikle Gaziantep’in en güçlü büyüme eğilimi gösteren il olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Bir diğer Anadolu sanayi kenti Kayseri’deki toparlanma ise daha ağır seyrediyor.

Özetle, İstanbul-çevre sanayisi tam toparlanamamış, Anadolu sanayisi dinamik, Ege, ağır-aksak, turizm ve diğer hizmet sektörü illerinin toparlanması ise daha hızlı.

Written by Mustafa Sönmez