Sıcak Paracı Bakan Palavraları…
Mustafa Sönmez Dünyada, özellikle Avrupa’da ekonomi sarpa sarıp ikinci bir dip korkusu her yeri sardıkça,…
Mustafa Sönmez
2010’un şamatalı yüzde 8 büyümesini ancak tarihi 48,5 milyar dolarlık döviz (cari) açığı ile becerebilen AKP iktidarı, Libya’dan sonra her şeyin çok farklılaştığını görecek mi acaba? Bu cari açıkla, hedeflenen yüzde 5’lik 2011 büyümesi zaten zor, peki ne olur? Bilinen şu ki, Libya sonrası dünya ahvali yine karışacak. Çöl fırtınası, yeni bir topoğrafya yaratmaya aday. Fırtına ilk olarak enerji fiyatlarını yukarı çekerken enerjide ithalata göbekten bağımlı Türkiye, birçok yönden olumsuz etkilenecek. .
Kaynak TÜİK Dış Ticaret veri taban ve Hazine M.
Ham petrol fiyatları en iyi ihtimalle 2008’deki düzeyine (varili 93 dolar) çıksa ve orada kalsa bile Türkiye’nin sadece enerji ithalat faturası o yılın 47 milyar dolarlık düzeyinden az olmaz. Bu, ithalata ağır bir yük ve akabinde de cari açığı daha da artırıcı bir unsur. Türkiye’nin “enerji” olarak konsolide ithalatında ham petrol ve doğalgaz yüzde 60 pay alırken kok kömürü ve işlenmiş petrol ürünleri yüzde 14’lük, diğer kömür türleri de yüzde 4’lük pay alıyor. Tüm enerji kalemlerinin fiyatları yukarı yönlü gelişiyor.
***
Gelelim Libya çöl fırtınasının ihracat üzerindeki etkilerine. Türkiye’nin küresel krizin kopuşu ile birlikte , en büyük yara alan kanadı, dış pazar oldu. Özellikle AB’ye olan ihracatta ciddi azalma yaşandı. Kriz öncesi yıl 2008’de 132 milyar doları bulan ihracatta, AB(27)’nin payı yüzde 48’di. Kriz yılı 2009’da ihracat 102 milyar dolara kadar düşerken AB’nin payı da yüzde 46’ya geriledi. AKP iktidarı, “İslami kredileri” de kullanarak yüzünü Afrika ve Orta Doğu pazarlarına döndü ve kayıpların bir kısmını oralardan telafi etmeyi denese de büyüme yılı 2010’da ihracat ancak 114 milyar dolara çıkabildi. Yani kriz öncesinin hala yüzde 14 gerisinde kaldı.
Kaynak: Dış Ticaret Müsteşarlığı veri tabanı
Artan petrol fiyatları, AB’nin belini doğrultmasını bir kez daha, bir başka bahara erteletecek. Türkiye’nin ihracatı açısından AB pazarında bir iyileşme ufukta görünmezken bu kez de Libya’daki gelişmeler nedeniyle Afrika ve Orta Doğu pazarlarına ihracatın olumsuz etkilenmesi söz konusu. Bu bölgelere malı satsanız bile para tahsilatı sıkıntı yaratacak. İhracat sigortası olmayan bu bölgeler artık daha da riskli. Bir de inşaat işlerinin akibeti var. Yeni bir Libyazede grubu ortaya çıkacak gibi: Hem işçilerde, hem müteahhitlerde.
Bir de sıcak paranın ne yapacağı sorusu var. Merkez Bankası’nın iştah kesici reçetesi ile , Başkan’ın söylediğine bakılırsa 10 milyar dolarlık sıcak para çıkmış. Arap dünyasındaki hayhuy, Türkiye’nin sıcak para için cazibesini azaltıcı yeni bir etken olabilir. Bu da cari açığı tarihi boyutlara ulaşan Türkiye’de, cari açığın finansmanın da zorlaşacağı yeni bir dönem demek. Olacakları tahmin etmek zor değil: Enflasyonda başkaldırı, faiz artışı , küçülme, işsizlikte büyüme……
AKP iktidarının bu çöl fırtınasının etkilerini seçime gidinceye kadar topluma hissettirmemesi mümkün mü? Çaba o yönde olacak ama hoşnutsuzluklar hissedilmeyecek gibi değil. Dahası, seçime 100 gün var… O zamana kadar Pandora’nın Kutusu’ndan neler çıkar kim bilir?…