Yeni bir vergi, prim affı gündemde. Tasarıyı getirdi AKP’liler meclise. Gelmeseydi şaşardık. Ortalama üç yılda bir, böyle bir af geliyor zaten.

AKP rejiminde 4811, 5811 ve 6111 sayılı kanunlar, af kanunları…Hepsi borç yapılandırması ve af içeriyor…Şimdi bir yenisi getiriliyor, tam da Köşk seçimleri arifesinde.

Kime yarayacak?

Sahi, kime yarayacak bu af ? Verginin yüzde 70’ini  KDV, ÖTV olarak ödeyen tüketiciye mi? Ekmeği bile yüzde 8 KDV ödeyerek alanlara mı? Benzine , sigaraya fiyatı kadar Özel Tüketim Vergisi ödeyen yurttaşa mı? Hayır. Kimseye ne KDV, ne ÖTV’de  yük indirimi yok.

 Peki kime ? Verginin yüzde 15’ini tek başına sırtlanan ücretliye mi? İşçiye, memura mı? Bu devlet, 846 lira net aylığı  olan asgari ücretliden bile insafsızca  tam 412 TL vergi ve SGK primi kesiyor. Yani işverene diyor ki, 2 işçiye,  bir bana yatıracaksın. Şimdi bu af, 412 TL’lik vergiden, primden bir indirime mi gidiyor? Tabii ki hayır…İşçilerin, memurların stopaj yoluyla ücret ve maaşlarından kesilen gelir vergisi, toplam vergi gelirlerinin yüzde 15’ine ulaşıyor. Yani özetle verginin yüzde 70’ini KDV,ÖTV olarak tüketici, yüzde 15’ini ücret-maaş geliri sahibi çalışanlar ödüyor. Geri kalan yüzde 15’i lütfedip servet-sermaye sahipleri ödüyorlar. 0116

Azınlık…

Koca koca bankalar, şirketler kurumlar vergisi adı altında vergi havuzuna yüzde 10 akıtıyorlar, otomobil sahiplerinin servet vergisi adı altında katkısı yüzde 2, irili ufaklı serbest meslek sahiplerinin katkısı da epitopu yüzde 3…Şimdi affa tabi tutulacaklar   ne ücretliler, ne tüketiciler; af, lütfedip yüzde 15 vergi katkısında bulunan kesim için.  Onlar çünkü, vergilerini isteyerek ya da istemeyerek geciktirenler, Onlar tüketiciden kesilmiş KDV, ÖTV’yi zamanında Maliye’ye teslim etmeyenler. Onlar, işçiden kestiği vergiyi, SGK primini devlete  zamanında teslim etmeyenler. Tabii ki edenler var ama şimdi etmeyenlere af getiriyor . Ödemeyen uyanık, ödeyen enayi durumuna düşürülerek…Köşk seçimi öncesi AKP rejiminin bir seçim kıyağı olarak…Cumhuriyet tarihinin en büyük affı gibi bir utanmazlığı, adaletsizliği de  marifetmiş gibi  ballandırarak sunuyorlar üstelik…Yasa teklifini hazırlayan  AKP’li milletvekillerini de tanıyalım; İkisi Bursa Milletvekili. Bunlardan  Önder Matlı ile HüseyinŞahin işadamları. İlkinin yem sanayiiinde, diğerinin mobilya sektöründe şirketleri var…Halden anlayan zatlar yani…

 

Neler içeriyor…

Tasarıya bakılırsa, 30 Nisan 2014 tarihinden önceki dönemlere ait vergi borçlarına ödeme konusunda yeni bir şans tanınıyor. Bu borçluların  cezaları, gecikme zamları ve gecikme faizleri ortadan kaldırılıyor. Gecikme zammı veya faizin yerine,  aylık enflasyon oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın ödenmesi isteniyor. Hiç de az kıyak değil!…

Üstelik, ödenecek tutarın 18 aya kadar taksitlendirilip 2 ayda bir taksit ödemesi yapılması imkanı verilerek bir başka kolaylık sağlanıyor borçluya…

Affın kapsamı sadece vergi borçlarını kapsamıyor,  sadece vergiler yok. İdari para cezası da kapsama alanında. Mesela, trafik cezaları, köprü ve otoyol geçiş cezaları, seçim ve nüfus cezaları da kapsam içinde … Sigara cezalarını dışarıda bırakmışlar. Pek Yeşilaycılar  ya!…

 Kanun teklifi, aynen vergilerde olduğu gibi sigorta prim borçları için de yapılandırma öngörüyor. Primlerin asılları ile enflasyon oranından hesaplanacak tutarlar talep ediliyor. Gecikme cezaları ve zamlarından vazgeçiliyor. Bunlar için de 18 taksite kadar ödeme imkânı getiriliyor. Burada, yeşil kartlı yoksul garibanlara bindirdikleri ama yokluktan ödenemeyen primleri tahsilin de peşindeler…

Kara paralar ?

Tasarının ayrıntılarına şeytanlar saklamasa olur mu AKP cinleri !..Şimdiye kadar olanların adı “yapılandırma”. Ama bir de “gerçek af” var tasarıda. Şirketin  bilançosunda şirket faaliyetinden elde edilmiş bir gelir var, diyelim, satış geliri, ama kasa mevcudunda görünmüyor. Ortaklardan biri çekmiş parayı ve bir yerlerde kullanmış, yalnız şirkette gider olarak belgesi yok. Diyorlar ki, getir o parayı bildir, yüzde 3 vergi ile kurtul. Normalde, o çekilen paranın en az yüzde 20 kurumlar vergisine tabi olması gerekiyordu.

Kim, niye çeker kasadan parayı ve ne için? Belki de rüşvet için, olamaz mı? Şimdi yasa tasarısı; o tür şaibeli para ları yüzde 3 vergi ile sistemin içine geri çekiyor, defteri kapatıyor.

Bu tür vergi, prim aflarını yol bilmiş  sayısız şirket, sermayedar var. O kadar iyi bilirler ki, eninde sonunda af çıkacağını, vergi, prim takmak, onlar için arızi, istemeden olan bir şey değil, tersine “yol olmuştur”. Sürekli “amme alacağı” takar, devletten ihtar,uyarı vs. göze alır, cezalar kağıt üstünde yazılır, ama içi rahattır, bilir ki, sonunda af çıkacak hepsi yanına kâr kalacaktır. Kendini uyanık, yasaya uyanı da enayi yerine koyar. Tasarıyı hazırlayanlar kamu alacağını tahsil etsinler ama  afları yol yapmış bu tiplere bir ders verecek düzenlemeyi de düşünseler iyi olmaz mı?

Written by Mustafa Sönmez