Yandaşlara kömür santrali…
Soma katliamı ile birlikte kömür madenciliği, daha çok da “cinayetsiz üretim” ekseninde konuşuluyor. Kömür ocaklarını…
2013-2015 döneminde 3 seçim var; yerel yönetimler,Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler. AKP rejimini şimdiden bunun telaşı almış durumda. 2009’un yüzde 5 e yakın küçülmesi, AKP’yi yerel yönetim seçimlerinde aşağı çekmişti 2010 ve 2011’in yüzde 9 büyümesi ise genel seçimlerde yukarı…2012’de yüzde 2 ancak büyüdü ekonomi. Çakıldı adeta…İşsizlik çift haneye çıktı. Korku, izleyen yıllarda da aynı şeylerin yaşanması… Korku, despotik, tutucu, ayrımcı, serüvenci siyasi icraatın faturasına bir de ekonominin faturasının eklenmesi…O nedenle, ivedilikle, neye mal olacaksa olsun büyüme telaşı hakim. Hiç olmasa bu 3 yılda ortalama yüzde 4-5 büyüme ihtirasları var. Neyle, nasıl büyüyecekler ? Ezber belli: İhracatla büyüme hayal, iç taleple büyüyecekler. Kaynak yine dışarıdan beklenecek. Bunun için de bütçe vitrinini bozmadan, rüşvet faizini düşürmeden, kemikleri de un ufak etmeden yabancı paraya yaldızlı davetiyeleri eksik etmeyecekler. Başka ezberleri yok.
Nitekim bu yılın ilk 3 ayının sonuçları, sakat büyüme icraatına geçildiğini gösteriyor. İhracat pek sıçrayamazken ithalat hareketlendi. Sonunda döviz açığı, yani cari açık ilk 2 ayda 11 milyar doları buldu, geçen yılın ilk 2 ayını yüzde 10 aşarak… Dışarıdan gelmek isteyen yabancı para hiç geri çevrilmiyor, cari açık kapatıldığı gibi kalanı döviz rezervlerine istif ediliyor , böylece dolar kuru zinhar, 1.80 TL’nin üstüne çıkarılmıyor. Bankalar, yeniden tüketiciye kredi vermek için yanıp tutuşuyor. Stoklanmış konutları satmak için müteahhit yanıp tutuşuyor. Her şey sakat da olsa büyümenin tekeri dönsün diye…
BÜTÇEDEN AL HABERİ…
Sakat büyümenin belirtileri ilk 3 ayın bütçesinde ortaya çıktı. Vergilerde hızlı artış var. Harcamalar da iç talebe rüzgâr olmaya dönük…Genelde bütçe gelirleri yüzde 22 arttı. Enflasyonun çok üstünde. Vergiler, geçen yılın ilk 3 ayına göre 13 milyar TL’ye yakın yükseldi. Artış nereden ? Nereden olacak; tabii ki iç tüketim ve ithalattan alınan dolaylı vergilerden …Bu 13 milyar TL’nin neredeyse 10 milyar TL’si artan ithalat, iç tüketim ve ondan alınan KDV-ÖTV’lerden kaynaklanıyor. Vergi cezaları ve satılan kamu varlıklarının gelirleri de öteki gelir artışlarını oluşturuyor.
Kaynak: Muhasebat Genel Md. veritabanı
Bütçenin giderlerine bakalım…Harcamalar ilk 3 ayda 11 milyar TL dolayında artmış. Bu sonuçta, faiz giderlerinin 2,5 milyar TL azalması etkili olmuş. Faize 2012’nin ilk 3 ayında 17,5 milyar TL ödenmişti, faizler düşünce gider, 15 milyar TL’ye indi. Böyle olunca bütçe harcamalarındaki artış da yüzde 13,5’ ta kaldı.
İÇ TALEBE HİZMET…
Faiz dışındaki harcamaların iç talebe dönük büyümeye yarayacak tarzda olduğu görülüyor. Kamu personelinin sayısı 3,2 milyonu buldu. Bunun da etkisiyle personel harcamaları yüzde 15 arttı. Bütçeden mal ve hizmet alımı ile gayrimenkul alımı,yaptırılmasının artmasıyla da harcamalaryükselmiş. Ama ağırlıklı payları SGK ve belediyelere transferler almış. Sağlıkta dönüşüm fiyaskosu ile SGK açıkları büyüyor ve bütçeden hızla kaynak yutuyor.
Özetle, devrik tren, dış kaynağa dayalı, iç pazar odaklı büyüme için raylara yeniden yerleştirildi. Bunun yeniden cari açığı büyüteceği ve Türkiye’nin rekabet gücüne hiçbir şey katmadan kemiklerini yeniden eriteceği açık. Merkez Bankası’nın bu sakat büyüme ihtirasına olası freni ise iktidarla ilişkileri gerecektir. Ama AKP’yi ilgilendiren, bu sakat büyümenin kimyası değil, fiziği. Çünkü seçim hedeflerini gerçekleştirmektir aslolan. Neye mal olursa olsun…Bu ihtiras, korku, Türkiye’nin geleceğini biraz daha karartacak, bu, onların hiç umurunda değil. Kaybetmek korkusu her şeyden önemli…