Ceylanpınar’dan, sınırdan gelen çatışma haberleri,  kör kurşunlar, yaralılar, AKP’nin “sabrımız tükeniyor” üfürmeleri, ulusalcıların da, eyvah Suriye’de de Kürt devleti kuruyorlar, Kürdistan’ı kurmaları için geriye ne kaldı, feryat figanı…Son günlerin gündemine yerleşen meselelerinden biri, evet Suriye Kürtleri.Onların bir  yılı aşan özerkleşme çabaları ve en son Esat’la çatışan radikal islamcılarla alan mücadeleleri…

Bir yılı aşkın bir süredir, Suriyeli Kürtler, Esat Rejimiyle muhalifler arasındaki savaşı Rojava’dan, yani Batı Kürdistan’dan  uzak tutmayı başardılar, burada Kürt kimliği esaslı bir özerk yönetim kurmanın koşullarını yarattılar.

EL KAİDE’YE KARŞI

Türkiye’ye sınır Serekaniye’deki (Rasulayn) son çatışmalar Suriyeli Kürtlere yeni bir mevzi kazandırdı. AKP rejiminin el altından, el üstünden desteklediği El Kaide’nin Suriye kolları Nusra Cephesi ve Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD)’nin hedefi, petrol bölgesi  Cezire’de bir “İslam emirliği” kurmaktı. Ama olmadı, hevesleri kursaklarında kaldı. PKK’nın türevi Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) kontrolündeki Halk Savunma Birlikleri (YPG) sadece El Kaidecileri değil, Selefi örgütleri de Serekaniye’den çıkarttı. Şimdi,  Mürşitpınar’ın karşısındaki Kobani ve Dirbesiye kapılarında Türkiye’nin muhatabı YPG.

Esad’a karşı savaşan ÖSO (Özgür Suriye Ordusu), ABD’nin ve genelde Batı’nın uzak durun, dediği El Kaide’yi, Kürtlerin  Resulayn’da geriletmesinden hoşnut. Esad da Kürtlerden memnun. Rejimine karşı savaşan El Kaide’yi gerilettiği için. Yani rüzgar hep Kürtlerden yana esiyor. Suriye’nin akibeti ne olur bilinmez, ama herhalükarda Kürtler, fiili bir özerklik yaratmış durumda ve masaya oturulduğunda buna sadece bir hukuki çerçeve çizmeye kalacak iş. Durumdan tedirgin olan, kaygılı olan ise Türkiye…

AKP, sınırdaki güç mücadelesinden İslamcı muhalefet galip çıksaydı daha memnun olacaktı. PYD’nin güçlenmesi, El Kaide’nin yenilmesi,  hem Esad’ı zorlayacak bir gücün yenilgisi, hem de kendisinin PKK karşısında elinin zayıflaması demek. PYD, akıllı bir strateji izliyor. Suriye’deki diğer Kürt gruplara hegemonya dayatmıyor, Böylece Azadi grubu başta olmak üzere farklı Suriyeli Kürt grupları destekleyen Irak Kürt yönetimi ile de çatışmasız bir ilişki kurmayı deniyor.  PYD, kontrolün Kürt Yüksek Konseyi ve ona bağlı YPG’de olduğu tezini işliyor. Ama aynı PYD, “YPG ortak gücümüz” diyerek diğer Kürt partilerin alternatif silahlı birlik oluşturmasına fırsat vermiyor, inisiyatifi silahla elinde tutuyor.
KÜRDİSTAN FOBİSİ

AKP rejimi, çaresiz…Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta , kısaca Orta Doğu’daki “Stratejik derinlik”te kaybolmuş durumda. Suriye’nin kuzeyinde Rojava’daki gelişmeler karşısında da elinden ancak , BM Güvenlik Konseyi’ne acil görev çağrısı yapmak ve sabrımız taşıyor, diye tehditler savurmaktan öte birşey gelmiyor. PYD’yi engelleyebilir mi? Zor. Bunu yapması, doğrudan PKK’yi karşısına alması ve “çözüm oyalaması”nın tehlikeye girmesi demek. Çaresiz, boynunu büküp El Kaide’nin, IŞID’ın saldırmasını ve yeniden mevzi kazanmasını bekleyecek. Bunun ötesinde elinden birşey gelmez.

AKP’nin bu çaresizliği, içeride “ulusalcı”  zevatın ayranını kabartıyor tabii ..Suriyeli Kürtlerin kendi kaderlerini tayin etmeleri, kendi kimlikleriyle yaşama ve yönetime katılma istekleriyle  ilgili attıkları adımlar, “Kürt Devleti kurmaya bir adım daha” telaşındaki sağdan, soldan milliyetçileri ayağa kaldırıyor, AKP, bu “ihanete” kayıtsız kalmakla suçlanırken bir kez daha yeni bir Kürt düşmanlığı dalgası topluma egemen kılınmaya  çalışılıyor. MHP’nin ve sol ulusalcıların bu tahammülsüzlükleri yeni değil elbette.

TERCİHLERE SAYGI

Suriyeli Kürtlerin kendi kimlik mücadeleleri, Suriye bütünlüğü içinde kendilerini yönetme isteklerini anlamak neden bu kadar zor? Farklı coğrafyalarda yaşayan Kürtlerin, sadece etnik ortak payda üstünden bir devlet olmak isteyeceklerine ilişkin bu saplantı niye? Neden bir devlet olsunlar ki? Irak,Suriye, Güneydoğu Kürtlerinin bir araya gelerek bir devlet kurmalarının onları daha mutlu kılacağının garantisi ne? Bunun yerine, kimliğe, anadile  saygı ve genişletilmiş demokratik haklarla, farklı etnik kimliklerle bir arada yaşama da bir tercih ve biz bunu seçiyoruz, diyen insanlara bu güvensizlik neden?

Suriyeli Kürtler, Suriye bütünlüğü içinde özerk bir yönetim olarak kendi topraklarında yaşamak istiyorlar. Buna Ankara’nın, değil müdahil olmak, bunu Suriye’nin iç işleri kabul edip saygı göstermesi gerekir. Aynı şeyi Türkiye’deki Kürtler Türkiye topraklarında, diğer kimliklerle bir arada yaşayarak istiyorlar. Buna da Bağdat’ın, Tahran’ın, Şam’ın,Washington’un, Moskova’nın, Brüksel’in saygı duyması gerekir. Tabi ki herkesten önce Ankara’nın.

Written by Mustafa Sönmez