Trafik, can bezdiren trafik, çıldırtan trafik…Özellikle İstanbul başta , büyük kentlerin giderek büyüyen çilesi…Toplu taşımacılığı beceremeyen, ancak yumurta kapıya gelince akıl edebilen AKP döneminde kentlerin trafiği iyice keşmekeş. Neoliberalizme teslim kentlerde plan hak getire!..İstanbul’da deniz ulaşımına sırtını dönen , ancak 3. Köprüyü, araba için tüp geçidi akıl eden AKP rejimi ve onun belediyesi her tarafı, “Her yer metro, her yere metro” sloganıyla donatmış. Aklıevveller, “Her yer Taksim, her yer direnişe” nazire yapıyorlar akıllarınca. Biz gösteri değil, iş üretiyoruz demeye getiriyorlar. Sevsinler işinizi. Bu kafayla bu şehir her geçen gün kilitleniyor ve ardından yetiştirmeye çalıştığınız altyapı da hiçbir işe yaramıyor. Çünkü, otomobilleşmeyle baş edemez hatta onun tuzağına düşmüş haldesiniz.

untitled2

Kaynak:TÜİK

OTOMOBİLLEŞME DOLUDİZGİN

Ülkedeki 5 firmanın Oyak-Renauld,Ford,Tofaş,Hyundai ve Toyota’nın üretip iç pazara sattıklarının yanında gümrüklerden vızır vızır giren otomobillerle dolup taşıyor büyük kent sokak ve caddeleri. O sokak ve caddeler ki, park yersiz, evler garajsız. Ortalık üst üste araba ile dolu. AKP’nin son 7 yılını alalım, bakın    otomobilleşme tuzağına nasıl düşüldüğüne. 2007-2012 döneminde her yıl otomobil stoku ortalama yüzde 6 artmış. Hele ki 2008-2009 küçülme yılları olmasına rağmen…Her yıl ortalama trafiğe 500-600 bin arası otomobil çıkıyor, diğer ticari araçları , minibüsü, otobüsü vs. dışarıda tutuyorum. Böylece 2007’de Türkiye’de trafikte 6,5 milyon dolayında otomobil var iken 2012’de 8,6 milyonu bulmuş. Altı yılda 2 milyon yeni otomobil katılmış trafiğe, düşünebiliyor musunuz? 2013 temmuz ayında sayı 9 milyonu geçmiş…Eldeki altyapı, son 7 yıldır ortalama 7,6 milyon otomobile yetmeye çalışıyor. Eldeki yol, köprü, park yeri her yıl trafiğe giren en az 500binin üstündeki otomobile yetişmeye çalışıyor, altyapı yetişmeyince yeni gelenlere eldekilerle yer açmak gerekiyor. Eldeki yolu, parkı, yenilerle paylaşmak demek, kuyrukların uzamaya başlaması demek elbette.

vv

İTHAL OTO…

Yine son 7 yıla baktığınızda bin kişiye düşen otomobil sayısının 2007’de 92 iken 2012’de 114’e çıktığını görüyoruz. Kimi aklıevveller kişi başına otomobildeki artışı zenginleşmeye verecek, biliyorum. Böyleleri çoktur, hele ki AKP’de…Ne zenginleşme ama…2012 yılında 556 bin otomobil satışı gerçekleşmiş. Sıkı durun bunun ancak dörtte biri yerli, kalan dörtte üçü ithal. Evet, 2012’de 410 bin ithal otomobil girmiş trafiğe. Yani o cari açığı büyüyen Türkiye, ayranı yok içmeye misali ithal otomobile milyarlar ödüyor ve yılda en az 400 bin otomobil ithal ederek sokuyor trafiğe. Bu tuzağa devlet, ithal kolaylığı sağlayarak, ucuz döviz temin ederek katkıda bulunuyor. Bu otomobilleşmenin ithal yakıt ihtiyacını da dağ gibi büyüteceği çok açıkken…Bu hovardalığa bankalar, otomobil kredileri ile destek veiryor diğer taraftan. Alın bir veri de oradan 2007-2012 arası yılda 6,2 milyar TL taşıt kredisi vermiş bankalar. Buna otomobil şirketlerinin açtığı krediler dahil değil. Onlarla beraber 7-8 milyar TL yi buluyordur yıllık.  Borç,harçla otomobil sevdası. Hem de altyapı yetmezken, yol, park yetmezken…Ençok satan ithal marka Volkswagen.Yani NTV’nin patronu Ferit Şahenk’in ithal ettiği marka. Şahenk RTE’ye minnettar olmasın da kime olsun !…Şahenk medyası AKP’nin emrinde olmasın da halkın kanalı mı olsun?

DÖNELİM İSTANBUL’A…

Otomobilleşmenin sayı olarak lideri tabii ki İstanbul. Otomobil stokunun yüzde 23’ünden fazlası İstanbul’da. Ama sıkı durun bin kişiye düşen otomobilde ilk sıra İstanbul’un değil; Ankara’nın. Yoksulu da bol olan İstanbul’da her bin kişiye 145 otomobil düşüyor ama memur şehri Ankara’da her bin kişiye 209 otomobil düşüyor. Yani neredeyse her 5 kişiye 1 otomobil…Ankara, otomobil stokunun yüzde 12’sine sahip olacak kadar otomobilleşmiş bir merkez…Melih Gökçek, altyapı yetiştirebilmiş mi otomobillere? Ankara trafiğinin çilesini çekenler cevap versin. Altyapı uğruna ne ODTÜ ormanları kesiliyor, icraat ortada…

Ancak alık iktidarlar böyle tuzaklara düşerler. Kentini planlamadan, gerekli altyapıyı hazırlamadan, kamu toplu taşım ulaşımını, metroyu, deniz ulaşımını kolaylaştırmadan, ithal arabaya verirsen gazı, ancak Şahenkleri mutlu edersin. Kredi ile borçlanıp araba alma sevdasına düşeni de altyapısız, parksız, parasıyla rezil edersin. Bu yüzden ithal oto, ithal benzin ile yaşayacağın cari açık batağına da tüm toplumu sürüklersin.

Akılsız iktidarın faturasını toplum öder. Özet budur.

Written by Mustafa Sönmez