Sık bakalım, delikanlı kimmiş bakalım…
RTE ve rejimi insanlık dışı uygulamaları ile ilgili, halka eninde sonunda hesap verecek, bundan kaçış…
Mustafa Sönmez
“Yerli ve uluslararası şirketler, ülkemizin dört bir yanında büyük bir yağma hareketi yürütüyorlar. Paranın gücüne iman edenler, doğamıza ve yaşam alanlarımıza el koymak istiyor!.. Suyumuz, madenlerimiz, ormanlarımız, tarım alanlarımız, yasa ve yönetmeliklerle sermaye sahiplerine devrediliyor…Hidroelektrik Santral (HES) projeleriyle, Termik Santrallerle, Güvenlik Amaçlı Sınır Barajlarıyla, Nükleer Santrallerle, Maden Aramalarıyla; Mera, Kıyı ve Orman Kanunlarıyla insanca yaşam hakkımız elimizden alınıyor. Hayatlarımız sermaye sahiplerinin insafına teslim ediliyor. Atalarımızın, dedelerimizin yüzyıllardır koruyup kolladığı, bizlere emanet ettiği yaşam alanlarımızdan göçe zorlanarak yurtsuzlaştırılıyoruz…Bütün bu saldırılar, bulunduğu her yerde yerel halkın direnişiyle karşılaşıyor. Mücadelenin gücü bütünleşerek çoğalıyor!”
Bu çığlık Derelerin Kardeşliği Paltformu’na ait.
Sularımıza, derelerimize, vadilerimize, ovalarımıza ,doğal yaşam alanlarımıza yapılan vahşi saldırıları durdurmak için oluşan platform, dün akşam Taksim’de , Karadenizlilerin, Hopa halkının sesinin şiddet ve baskıyla bastırılmaya çalışılmasına seyirci kalamayacaklarını haykırdı.
Platform, emeğimize, doğamıza, suyumuza, kültürümüze, çocuklarımıza ve Karadeniz’e sahip çıkmak için; Hopa’nın çığlığını ölüm, tutuklama ve polis ablukasıyla boğmaya çalışanlara karşı, kalbi Hopa’da atanları bir araya gelmeye davet etti. Hopa tepkisinin, Karadenizlilerin doğanın tahrip edilmesi, yoksulluğa ve ölüme mahkum edilmesine karşı yıllardır biriktirdikleri öfkenin tezahürü olduğu ifade edildi. Platform, AKP’nin tarımsal yıkım politikalarına, su havzalarını esir eden HES projelerine karşı herkesi ses çıkarmaya davet ediyor.
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in açıkladığı 2011 çay alım fiyatı 1 lira 10 kuruş . Son 3 yılda resmi rakamlara göre 25 kuruş gibi komik bir fiyat artışı demek bu. Kota uygulamaları nedeniyle özel sektöre mahkum edilen çay üreticileri, fiyatların çok daha aşağıya düşmesi ve alacakların uzun vadelere yayılmasından şikayetçi.
Platform, “Su hayattır, satılamaz” diyen Hopalılara karşı polis saldırısına, emekli öğretmen Metin Lokumcu’nun öldürülmesine, Hopa’da hala süren olağanüstü hal durumuna, 12 kişinin tutuklanmasına sessiz kalamayacaklarını belirtiyor. Karadenizliler emeklerine, doğaya, çocuklarına ve Karadeniz’e sahip çıkmak için yürürken yalnız değillerdi. İşsizliğe karşı direnen gençler, yarın sandıkta AKP’den hesap soracak herkes Derelerin Kardeşliği ile omuz omuzaydı.
Düzeltme ve Özür
22 yaşımdan bu yana yazıyorum. Basılmış kitaplarımın sayısı 20’nin üzerinde. Makale , rapor, bildiri türü ürünlerin 34 yıllık yekununu bilmiyorum bile. Yazarken, yararlandığım kaynakları göstermeye hep itina ettim. Başkaları benim yazdıklarımı kaynak göstermeden tepe tepe kullandı ama ben kimsenin bana hakkı geçmesin diye çok sakındım. Ama sakınan göze çöp batar misali, bugüne kadar başıma gelmeyen bir şeyi yaşadım. Yordam Kitap’tan 2010’da çıkan “Medya, Kültür, Para ve İstanbul İktidarı” isimli kitabımın Reklamcılık ile ilgili 5’nci bölümünde, özellikle 93-96. sayfalar arasında, 2008 yılında Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları Dergisi’nde yayınlanan Yrd.Doç.Dr. Senem Gençtürk Hızal’ın, “Reklam Endüstrisinin Topografyası: Türkiye Örneği” çalışmasından alıntılar yaptım, ama işte olan oldu; Teknolojinin de azizliği ile taslakla gerçek sayfalar karıştı. Alıntılar, kitapta tırnak içinde yer almadı ve bu durumda Sayın Hızal’ın bana hakkı geçti. Kaynakçada da bu kaynak zyer almadı. Ayıp oldu. Henüz satılmamış kitaplarda Yordam, gereken düzeltmeleri yaptı. Bu iş kazası için kitabımın okurlarından ve Sayın Hızal’dan özür diliyorum.