OECD raporunda Türkiye, “Çürük elma”…
Suriye meselesinde “kimyasal” tartışması RTE ve çevresinin işine geliyor; gündem kayıyor. Türkiye’nin de içinde…
Türkiye’de medya , AKP rejiminin kutuplaştırdığı Türkiye’de en erken kümelenen alan oldu. 2014 yılına 5’li bir kümelenme ile girildi ve son görünüm şu şekilde:
1) AKP iktidarı medyası( Sabah, Star,Yeni Şafak, Akşam, Türkiye grupları, grup televizyon ve radyo kanalları; ayrıca TRT ve AA devlet medyaları);
2) İktidara yakın duran, biat etmiş Doğuş( NTV,), Ciner(Habertürk), Demirören (Milliyet-Vatan) grupları;
3) Cemaat medyası(Zaman, Bugün gazeteleri ve bağlı televizyon, radyo kanalları)
4) AKP iktidarına biata (yer yer) direnen ve niceliksel olarak en büyük medya grubu Doğan (Hürriyet, Posta ve bağlı TV kanalları),
5) AKP iktidarına farklı yerlerden direnen muhalif , irili ufaklı medya (Sözcü, Cumhuriyet, Aydınlık, Yurt, Birgün, Sol, Evrensel, Özgür Gündem , Yeni Çağ, Milli Gazete, mizah dergileri ve birkaç TV, radyo kanalı, portallar).
Bu beş kümeli fotoğrafın , yaşanan konjonktürün sınıf mücadelesini yansıtan bir fotoğraf olduğu ve mücadelenin kazananına, kaybedenine göre yeniden şekilleneceğini unutmamak gerekiyor.
Yandaş…
RTE, 2003 yılından itibaren medyayı önemsedi ve kendisine organik bir medya kümesini hemen inşaya başladı. Bunların çarkının dönmesi için gerekli parayı da, son tapelerden anlıyoruz ki, özelleştirmeden imara, altın katakullisinden, elektrik-maden lisanslarına, kamu ihalelerine kadar bir dizi kamunun kontrolündeki alandan devşirdiği avanta-rüşvet havuzundan karşılamış ve karşılamaya devam ediyor. Ama, bu organik medya, bugün niceliksel gücüne rağmen, kitlelere erişmekte yetersiz kalıyor. Çünkü inandırıcılıklarını yitirmiş durumdalar. Oy vermiş görünen yüzde 43 seçmen bile yandaş TV kanallarını pek izlemiyor, gazetelerini almıyor. Özellikle gazetelerin tirajları, ilan edilen tiraj verilerinin çok çok altında. Reklamverenler, açıklanan tirajlara inanmıyor ve reklam vermeyince tehdit alıyorlar.
Bütün bunun üstüne bir de kamu medyası var tepe tepe kullanılan. Lafı bu kuruluşlara yani TRT ve Anadolu Ajansı’na getirmek istiyorum.
14 Kanallı TRT
Bağımsız kamu yayıncılığı yapması gereken TRT ve AA, tarihlerinin hiçbir döneminde olmadığı kadar AKP iktidarına bağlı ve parti yayın organı gibi çalışan kuruluşlar durumuna getirildiler, hem de halkın parasıyla.
TRT ağına bakın; 14 televizyon kanalı, 7 ulusal, 6 bölgesel,1 yerel, 2 uluslararası radyo kanalı, trt.net.tr vetrt.world.com üzerinden 35 dil ve lehçede yayın,teleteks yayını ve dergicilik faaliyetleri…Peki bu çark nasıl dönüyor, paralar nereden? Cevabı Hazine Müsteşarlığı’ndan aktaralım; “ TRT gelirlerinin %88’ini elektrik hasılatından alınan paylar ve bandrol ücret gelirleri toplamından oluşan Kamusal Katkı Gelirleri oluşturmaktadır. 2012 yılında elektrik hasılat geliri 662 milyon TL, bandrol ucret geliri ise 546 milyon TL…”
Durum açık: her ay elektrik faturalarımıza çaktırmadan yüklenen TRT payları ile çark dönüyor, bir de satın aldığımız TV setlerine yapıştırılan bandrollerden. Peki sadece 2012’de 1,2 milyar TL yi aşan bu kemiksiz gelirin yanında reklam almış mı TRT?Almış, 160 milyon TL’lik. Yani bizden alınanın yüzde 13’ünden ibaret reklam geliri. Toplamı yaklaşık 1,4 milyar TL’yi bulan bu gelirin 400 milyon TL’si 7 bin küsur TRT personeline ödeniyormuş. Kalan 1 milyar TL’nin 850 milyonu da iç ve dış-özellikle yandaş firmalara yaptırılan- prodüksiyona. Kalite ne, objektiflik, bağımsızlık ne? TRT, Bülent Arınç’a bağlı desem, cevap için yeterli olur mu?
Anadolu Ajansı
Gelelim Anadolu Ajansı’na… Rejimin tepe tepe kullandığı Anadolu Ajansı, bağımlı, organik hale sokulan bir diğer kamu kuruluşu. 650-700 dolayında personeli olan AA’nın gelirleri bin dolayındaki aboneden. Ama sonuçta, 2012’de 120 milyon TL gelir elde edilmiş bu abonelerden. Başbakan RTE’ye bağlı Basın Yayın Enformasyon Müdürlüğü her yıl toplam abone geliri kadar bir destek çıkıyormuş AA’ya. RTE, parayı veriyorsa düdüğü de çalacak elbette. Ama abone ve destekten gelen 250 milyon TL’nin yarısı personele gidince, AA sürekli zararda. 2012 zararı da 26 milyon TL…
Kamu medya kuruluşları, özerk, editoryal bağımsızlığı olan kamuya hesap verebilir kuruluşlar durumuna getirilmelidir. BBC , model alınabilir.(27 Mayıs 2014, Sözcü)
SECİLMİŞ GOSTERGELER 2010 2011 2012