Güneydoğu: Eski tas, eski hamam
Kürt sorununun bir türlü çözüme kavuşturulamamasında en önemli etkenlerden biri olan bölgenin iş-aş sorununa…
Seçime kilitlenmişken, kafamızı kaldırıp ufka bakabiliyor muyuz? Acaba 7 Haziran sonrasında dünyada ve Türkiye’de neler olacak? Şu kadarını söyleyelim ki, Her ne kadar son 3 yılı parlak olmasa da, AKP, “tatlı hayat” yaşadı 12 yıl. Ama bundan sonrası artık ne AKP için, ne Başkanlık zırhının arkasında kendini güvenceye almak isteyen Kaçak Saraylı için, ne de iktidar olmaya aday CHP ve öteki partiler için hiç kolay değil. Hatta “öğütücü-yıpratıcı” bir döneme giriyoruz. Bakın neden
Fed’in kararı…
Artık herkes çok iyi biliyor; Haziran ya da Eylül ayında ABD’de son 6 yıldır 0.25 seviyesindeki faiz, Fed tarafından artırılacak. Arttı, artacak sözü bile, bugüne kadar ortalığı yeterince sarstı. Neler olmadı ki dünyanın öteki paralarına…
Önce merkez ülkelerin paralarına bakalım; 8 Mayıs 2014’ten 8 Mayıs 2015’e , bir yılda dolara karşı Avro yüzde 19, Yen yüzde 17,7, Kanada Doları yüzde 11 değer kaybetti. İskandinav ülkeleri, İsviçre hep paralarını güçlenen dolar karşısında ayarladılar; bir kısmı da ihracat güçlerini kaybetmemek için…
Dolara karşı değer kayıpları, Türkiye’nin de aralarında yer aldığı yükselen ülkelerde daha çarpıcı oldu; Rusya politik yaptırımların da etkisiyle yüzde 45 değer kaybı ile altüst oldu. Brezilya’nın kayıpları yüzde 37’ye yakın. Türkiye’ninki de yüzde 29’a yaklaştı. 2.09 TL idi 8 Mayıs 2014’te, 2,70 TL oldu 8 Mayıs 2015’te…
Kaynak:IMF
Rusya’nın başına gelenler ayrı, ama bu yükselenler içinde Brezilya ve Türkiye’nin paralarının başına gelenler, öteki “yükselenlerden” ayrışıyor. Polonya, Meksika, G.Afrika, Hindistan gibi yükselenlerin paraları dolar karşısında daha az değer kaybettiler.
Bu ayrışmada, ekonomik kırılganlıklar kadar politik kırılganlıklar da etkili elbette. Türkiye’de 7 Haziran seçimlerinin konjonktürü, hukuk tanımaz bir yönetim ve Başkanlık sıtmasına kapılmış güven vermeyen bir siyasi figür, yabancıları Türkiye’den uzak tutuyor. Bu da dolar karşısında TL’nin kendisini toparlamasına pek imkan vermiyor.
Ya olacaklar
Bugüne kadar olanlar, olacakların sadece ipucu. Yani, TL için konuşursak, bir yılda yüzde 29 değer kaybı burada durmuyor; devamı var. 7 Haziran seçimleri ile ortalığın durulup, her şeyin süt liman olacağını ve yabancıların yeniden Türkiye’ye getirecekleri dolarlarla ortalığı bolluğa çevirip fiyatı aşağılara çekeceklerini sanan varsa, fena yanılır. Neden mi? Çünkü ABD belini doğrultuyor. İki büyük açığı vardı; cari açık ve bütçe açığı.
2008 krizi öncesi cari açığı milli gelirinin yüzde 6-7’sini buluyordu. Ekonomi küçüldü, cari açık da küçüldü. Şimdilerde yüzde 2,7’ye düştü. Başka? 2009-2010 kriz yıllarında kamu açığı milli gelirinin yüzde 10’unu bulmuştu. Şimdi yüzde 2.8’e geriledi. Büyüme de yoluna giriyor; IMF’ye göre , 2015’te yüzde 3 büyüyecek ABD.
Türkiye gibiler…
ABD’de durum böyle iken, onun krizde olduğu zamanlarda Türkiye gibi ülkelere yayılan yabancı kapital, çevre ülkelere “tatlı hayat” yaşattı. Son 6 yılda 4.5 trilyon dolarlık borçlandı Türkiye gibi ülkeler. Dolar faizi “sıfır” iken çevre ülkelerin verdiği faizlere üşüşen yabancı kapital, şimdi ABD’deki faiz için mevzi tutuyor. Peki son bir yılda dolar karşısında yüzde 20-30 arasında kan kaybına uğramış çevre ülkeler, şimdi bu ağır kur yüküyle nasıl baş edecek, borç yüklerini nasıl çevirecekler. Mesela Türkiye…Dış borç stoku 402 milyar dolar ve bunun yüzde 40’ı 12 ayda döndürülmek durumunda. Kolay mı?
Yükselenlerin dış borç stoku 9-10 trilyon dolar gibi hesaplanıyor. Burada küçük tökezlemeler bile IMF’nin kâbusu. O nedenle ABD’yi “itidalli” faiz artırımına davet ediyor durmadan IMF. Öteki taraflarda kırılıp dökülmeler büyük olursa, toparlamakta zorlanırız diye…
Fed, o beklenen faizi eninde sonunda artıracak, ama Haziran, ama Eylül…Bütün mesele bu yeni iklimde, tatlı hayatla avutulmuş Türkiye, buz tutmadan yeni iklimde nasıl yaşayacak…
7 Haziran sonrası, zor günlere hazır olun…Demek istediğim bu…