‘Kürt Bölgesi’ Var mı, Sınırları Nedir ?
Türkiye’nin özellikle son 30 yılına damgasını vuran Kürt sorununda da bir “kakofoni”, yani ahenksizlik, uyumsuzluk…
Türkiye’nin 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesi açıklanan işgücü-işsizlik verileri ürpertici boyutları bulunca, seçmenin tercihlerinde bu endişe verici gidişatın ne kadar etkisi olacağı da sıkça konuşulmaya ve miting meydanlarında işsizlik özellikle muhalefetin odaklandığı sorun olmaya başladı.
11 Mart’ta açıklanan Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın 2018 son çeyrek verileri, yüzde 3 küçülme gerçeğini “resmileştirdi.” 2018’in tamamında ise ancak yüzde 2,6 büyüyebilmişti ekonomi. Oysa bir önceki yılın büyüme oranı yüzde 7.4’tü. Sert bir düşüştü söz konusu olan.
2018 yılında yüzde 20 bandının üstüne çıkan tüketici enflasyonunun eşlik ettiği bu küçülmenin istihdamı azalttığı, işsizliği tırmandırdığı biliniyor ve bu her ay izleniyor. Aralık 2018 verileri resmin vahametini iyice ortaya koydu.
Aralık 2018’de yüzde 13,5 olan işsizlik, Türkiye’nin son 30 yılının en yüksek işsizliğine çok yaklaşmış durumda. Muhtemelen 15 Nisan’da ocak 2019 işsizlik verileri yayınlandığında rahatlıkla “son 30 yılın en büyük işsizliği” ifadesini kullanmak mümkün olacak. Türkiye 1988-2018 arası en yüksek işsizliği, küresel krizin etkisiyle yaşanan 2009 krizinde görmüş ve o yıl işsizlik yüzde 14 olarak kayda geçmişti.
AKP öncesi dönemde, 1988-2002 arasında, yıllık ortalama işsizlik oranı yüzde 8, AKP rejiminin 2003-2018 iktidar döneminde ise yıllık ortalama işsizlik oranı yüzde 10,9 oldu. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılı sonunda yüzde 10,3 olan işsizlik oranı 2009 kriz yılında yüzde 14’e yükseldi. Büyük teşviklere ve iddialı istihdam seferberliği söylem ve girişimlerine rağmen AKP rejimi işsizliği tek haneye indiremedi, şimdi yüzde 15’e çıkarmak üzere.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre aralık 2017 döneminde yüzde 10,4 olan işsizlik 3,1 puan artarak aralık 2018’de yüzde 13,5’e yükseldi. Aralık 2017’de yaklaşık 3,3 milyon olan işsiz sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon kişi artarak 4,3 milyonu buldu.
TÜİK‘in açıkladığı işgücü-işsizlik verileri, son bir yılda işsiz sayısının 1 milyondan fazla arttığını ortaya koyarken bunun, 633 bininin işini kaybedenlerden, 378 bininin de işgücü kümesine giren, iş arayan ama bulamayanlardan oluştuğu anlaşılıyor. Bir yıl içinde işini kaybedenler arasında inşaat sektörü 442 bin kişi ile ilk sırayı alırken tarımda da istihdamın 375 bin kişi azaldığı izlenebiliyor. Bu kayıp, hizmetlerce kısmen telafi edilmiş görünüyor.
İşsizlik açısından öncelikle dikkate alınması gereken tarım dışı işsizlik oranı da geçen yılın aynı dönemine göre 3,3 puan artarak yüzde 12,3’ten yüzde 15,6’ya yükseldi. Tarım dışı işsizlikteki hızlı artış dikkat çekici.
Genç işsizliği de alarm vermeye devam ediyor. Genç işsizliği aralık 2017’ye göre 5,3 puan artarak yüzde 19,2’den aralık 2018’de yüzde 24,5’e yükseldi. Öte yandan kadın işsizliği de krizle birlikte tırmanıyor. Aralık 2017’ye göre 2,3 puan artan kadın işsizliği, 13,1’den 15,4 seviyesine yükseldi. Tarım dışı kadın işsizliği ise yüzde 18,9’a tırmandı.
Ne eğitimde ne istihdam olan gençlerin (NEET) oranı ise yüzde 24,9 olarak açıklandı.
İşsiz sayısının 4,3 milyona ulaşması ve işsizlik oranının yüzde 13,5’e çıkması “dar tanımlı işsizlik” değerlerine dayanıyor. TÜİK her işi olmayana “işsiz” demiyor. 15 yaş üstündeki birinin işsiz sayılması için son dört hafta içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iki hafta içinde işbaşı yapabilecek durumda olması gerekiyor. Oysa iş aramaktan umudunu kesmiş, “iş olursa çalışırım” diyen ama işsiz sayılmayan milyonlarca insan daha var. Bunları dikkate alan hesaplamaların bulgularına ise “geniş tanımlı işsizlik” deniyor. Geniş tanımlı işsizlik hesaplamaları konusunda en detaylı yöntemi Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) öneriyor ve ILO geniş tanımlı işsizliği emeğin eksik kullanımı olarak adlandırıyor.
AB İstatistik Bürosu Eurostat da alternatif işsizlik oranlarına ilişkin düzenli veriler yayınlıyor. ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu geniş tanımlı işsizliği “emeğin eksik kullanımının alternatif hesaplanması” başlığı altında resmi işsizlik oranı ile birlikte düzenli olarak yayınlıyor. Örneğin Büro şubat 2019’da ABD’de resmi işsizlik oranını 4,1 olarak bildirirken, geniş tanımlı işsizliği yüzde 7,7 olarak açıkladı.
TÜİK veri tabanından dar tanımda 4,3 milyon kişiyle yüzde 13,5 görünen işsizlik oranının, geniş tanımlamada 7,2 milyon işsiz ve yüzde 20,9 işsizlik oranına çıktığı görülüyor. Aralık 2017’de 6,2 milyon olan geniş tanımlı işsiz sayısı bir yılda 7,2 milyona ulaşmış durumda.
İşsizlik önümüzdeki aylarda azalma yerine artma eğiliminde. Mevsim etkilerinden arındırılmış verilere göre aralık 2018 tarım dışı işsizlik oranı yüzde 14,9’a yükseldi. Arka arkaya iki ayın işsizlik artışları 1,3 puan arttı. Kısa adı Betam olan Bahçeşehir Üniversitesi araştırma kuruluşu, uyguladığı tahmin modeli ile ocak 2019 döneminde mevsim etkilerinden arındırılmış tarım dışı işsizlik oranının 0,4 yüzde puan artarak yüzde 15,3 seviyesine ulaşacağını öngörüyor. Bu da son 30 yılın rekoru anlamına gelecek.
İşsizlik ortalığı kasıp kavururken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çağrısıyla “istihdam seferberliği” başlatıldı. Kampanya ile ilgili 15 Mart’ta yapılan 2019 İstanbul Buluşması’nda konuşan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, “Bu yılki 2,5 milyon istihdam sözümüzü gerçekleştireceğiz” dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise “Biz küçük firmayız, ilave bir kişi alsak ne olacak demeyin. En az bir işsiz vatandaşımızı işe alarak, hem işinizi geliştirin hem ekonominin büyümesine katkınız olsun” diye konuştu.
Kampanya devletin 30 Nisan’a kadar her ilave istihdam için ilk üç ay ücret, vergi ve SGK primlerini ödemesini öngörüyor. Bu kapsamda kişi başına aylık 2 bin 21 lira, yani asgari ücreti verecek olan devlet, ayrıca kişi başı 1113 lira da prim ve vergiyi ödeyecek, işe alınan bir kişinin işverene üç ay hiç maliyeti olmayacak. Devamındaki dokuz ay ve kadın, engelli, 18-25 yaş arası erkekler için ise 15 ay olmak üzere devletin işverene desteği vergi ve SGK primlerini ödemek şeklinde devam edecek. Bu dönemde işveren sadece 2 bin 21 lira olan ücreti ödeyecek.
Bütün bu kampanyanın faturası ise işçilerin de katkı yaptığı İşsizlik Sigortası Fonu’ndan ödenecek. Kampanyanın ne kadar işe yarayacağı merak ediliyor.