Mega projelerin ‘garanti zararları’(Al-Monitor, Mart 29, 2017)
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) özellikle 2011 seçimleri öncesinde seçim bildirgesine omurga yaptığı ve adına…
Mustafa Sönmez
26.05.2010, Çarşamba
En yakıcı sorun işsizliği, Başbakan, son günlerin “kaderci takılması” ile “Türkiye’nin meselesi” olarak gösteriyor. Sanki bir doğal afet…Sanki uygulanan bağımlı, çarpık ekonomi politikaların hiç suçu yok!…
Türkiye’nin işsizliği, çok değil, sadece son 9 yılda yüzde 6’lardan yüzde 14’lere çıktı. 2000’de 1,5 milyon işsiz sayısı, bugün 3,5 milyon. Böyle bir patlama, sanmam ki, başka bir ülkede olsun.
Son 9 yılda, işsizlik, yüzde 6’dan önce yüzde 10’lara, krizde de yüzde 14’e sıçradı. Bu kadar kısa sürede bu ölçüde sıçramanın nedenlerini satır başlarıyla özetleyelim:
1-Tarım-Hayvancılık sahipsiz bırakıldı. Üretici emeğinin karşılığını alamayınca kente göçtü. 2000’de 8 milyona yaklaşan tarım istihdamı 2009’da 5,2 milyona düştü. Tarımda her yıl yüzde 4 istihdam azaldı. Kırdan gelenler de, kentte iş bulamayınca işsizlik tırmandı.
2-İstihdamsız sanayi büyümesi: 2001 krizi sonrası sanayi yüzde 7-8 büyüse de yıllık yüzde 0,8 istihdamı ancak yaratabildi. 2000’de 3,8 milyon istihdam, 2009’da sadece 4 milyonun biraz üstündeydi. İhracatta rekabet gücü bulmak için en az istihdamı en düşük ücrete çalıştırma yarışı-dibe doğru- istihdama dost değil. Kur politikası, istihdama zarar veriyor.
3- Özelleştirmelerle istihdam azaldı. AKP iktidarında sonuçlandırılan özelleştirmelerle birçok işçi işini kaybetti. Neoliberal zihniyetin devleti küçültme,yatırımdan uzak tutma politikası ile kamunun istihdam yeteneği köreltildi. Tüm resmi kurumlarda çalışan işçi-memur sayısı yıllardır 3 milyonun altında.
4- Küresel kriz işsizliğe tüy dikti. Dış kaynağa ve AB pazarına bağımlı ekonomi, 2009 krizinde yüzde 5’e yakın küçülmekten kurutulamadı;tensikatlar arttı, geçim sorunu artınca, evdekiler işgücü pazarına çıktı ve işsiz sayısı 1 yılda 860 bin artarak işsizlik 1 yılda yüzde 11’den yüzde 14’e sıçradı.
İşsizliğin birkaç basamak indirilebilmesi için, her şeyden önce, 2000’den bu yana izlenen istihdamsız büyüme modelinden vazgeçilmeli. Bunun için de;
1- Tarım ve hayvancılığa yeniden destek sağlanarak kırlarda kalan yüzde 25 nüfusun göçü azaltılmalı, mümkünse toprağa dönüş sağlanmalı.
2- İstihdam yaratmayan Asyalı sanayileşme modelinden uzaklaşılmalı. Döviz kurunun girdi ithalatını cazip kılan,yerli üretim ve istihdamı olumsuz etkileyen özelliği nedeniyle, kurda daha gerçekçi bir çizgi izlenmeli.
3- Özellikle eğitimli işsizlere kamuda istihdam yolları açılmalı. 72,5 milyon nüfusa 3 milyon kamu çalışanı azdır. Eğitim,sağlık,adalet başta olmak üzere kamu hizmetlerinde hızlı bir istihdama gidilmeli. Azgelişmiş bölgelerde KİT yatırımları ile birlikte istihdam olanakları artırılmalı. Belediyelerin istihdam artırmalarına dönük sınırlamalar kaldırılmalı.
4- İstihdam yaratma yeteneği hizmetler sektöründe daha fazla (yıllık yüzde 2,4). Bunun bilincinde olarak bu sektörlerde istihdam artırıcı politikalar prim indirimleri ile teşvik edilmeli.
***
Görüldüğü gibi, işsizlik kader değil, azaltılması da tavşandan şapka çıkaracak sihirbazlıklar istemiyor. Bütün mesele sağlıklı yol haritalarına dönüşte. Bunu AKP’nin yapması pek mümkün değil; tercihleri ve sırtını dayadığı paragöz sermaye sınıfı açısından. CHP’nin ne yapması gerektiği de kendiliğinden ortaya çıkıyor.