FG Cemaati’nin yargı kolunun derdi, RTE ve çevresi ile Hocaefendinin tutuştuğu muharebede “bindirme” yapmak, Cemaat’i öne geçirmek. Onlar için yolsuzlukların soruşturulması, “adalet”in gereği olmaktan çok, “vakti gelen” hamle …Bu fil savaşında, başka benzer hamleler yaparlar mı, bilinmez. Oysa bağımsız bir yargı olsaydı bu memlekette ve yolsuzlukların, usulsüzlüklerin üstüne gitmede  samimi bir yargı olsaydı, bakacağı ilk alan medya-iktidar-ekonomi üçgeni olurdu. Orada öyle büyük hukuksuzluklar, istismarlar, eş-dost kapitalizminin dudak uçuklatıcı örnekleri var ki…Mekanizma açık; sen benim sırtımı kaşı, ben de seninkini. Kâr etmesi kolay olmayan medyaya yatırım yapan patron , iktidarı desteklerse, iktidar da devletin her tür rantından destekçiyi kollar. Bir avantası olamayacaksa, patron niye medyaya para savursun ? O zaman al merceği eline, bak medya patronlarının devletten nemalanmalarına ve dolayısıyla, usulsüzlüklere, kayırmalara…En çarpıcı örnek Sabah-ATV olayı değil midir?

SABAH-ATV

Eninde sonunda soruşturmaya konu olacak, Yüce Divanlık olay, Sabah-ATV’nin satışıdır. Dinç Bilgin’e ait iken, bu muhteris şahsın özelleştirmeden iltimasla aldığı Etibank’ı hortumlamaya kalkması ile grup, TMSF’ye geçmişti. Gruba bir yandan Ciner, bir yandan Doğan heveslenirken RTE, ‘hot-zot’ ile ihaleye kimseyi sokmadı ve damadı Berat Albayrak’ın CEO’luk yaptığı Çalık Grubu’na satışını sağladı. Bu satışa devlet bankaları Halk Bankası ile Vakıflar Bankası kredi açarak omuz vermeye memur edilirken, RTE’nin yakını Katar sermayedarları da bir parça para koydular. Sonra da grup tepe tepe yandaş medya olarak kullanıldı. Hem satış yöntemi, hem kamu bankalarının kredi desteği, şaibeli konulardı. Hele ki Başbakan’ın damadının yönettiği bir grup olması, hazmedilebilir miydi? Peki Çalık? Finans destekleri görse de 2007’den bu yana para yutan Sabah-ATV’de kaybedilen milyarlar nereden telafi edildi? Çalık Grubu’nun inşaat, enerji, telekomünikasyon ve başka sektörlerde devletle yaptığı işlerin envanterini mercek altına alırsanız, sorunun cevabı herhalde çıkar. 

LİMAK-CENGİZ-KOLİN

Çalık, yorulmuş olmalı ki, Sabah-ATV’de nöbeti, yeni ortak, yeni yükselen sermaye grubu Limak-Cengiz-Kolin aldı…Devlete son 10 yılda dünya kadar iş yapan bu üçlü, İstanbul’un Avrupa yakası  elektrik dağıtım şirketi Bedaş’ı özelleştirmeden alarak büyük bir parsa kapmakla kalmadı, Kuzey İstanbul ormanlarının bağrına kondurulacak üçüncü havalimanının sözleşmesine de imza attı. Büyük bir macera olmakla beraber, bu projede bir havaalanının ihtiyacının çok üstünde bir kamu arazi varlığı, tepsiye kondu. Projenin mali portresi ise  tam 22 milyar Avro. Dudak uçuklatacak kadar büyük bu proje, üçüncü köprünün önünü açan ama Kuzey ormanlarının canına okuyan bir felaket!…Soruşturulmak istense, kendi başına onlarca yargı mensubunu  meşgul edecek  bir dosya.

DİĞER YANDAŞLAR

Gelelim dünür Alsancak-RTE ilişkilerine. Yeni Şafak Grubu ile RTE’ye destek veren dünür, bu hizmetinin karşılığı olarak devlet ile acaba ne tür işler yaptı, ne tür kontratlara imza attı?

Star grubunun yükünü omuzlayan Rixos Grubunun patronu Fettah Tamince’ye en son Haliç Tersanesi işi verildi. Öncesinde,  Maçka Kongre Sarayı verilmişti. Turizm, inşaat, kuyumculuk, enerji sektörlerinde 10’un üstünde şirketi olan Tamince, RTE’nin son gözdelerinden. 

Star’ın yükünü bir süre çektikten sonra Tamince’ye devredip soluklanan ama yakınlarda Çukurova’dan TMSF’nin eline geçen Akşam Grubu’nu sırtlanan Ethem Sancak’a gelince…RTE, çok desteğini gördü Ethem Beyin. Ya Ethem Bey? Öyle ecza deposuna destek filan değil, ne ithalatçı ayrıcalıkları aldı, bilen var mı?

İhlas, her devrin grubu olarak Türkiye Gazetesi üstünden RTE destekçiliğini sürdürürken çeşitli sektörlerdeki şirketlerine gerekli kolaylıkları sağlamışsa, çok mu?

Çalık, Limak-Cengiz-Kolin, Alsancak, Tamince, Sancak, İhlas…Bunlar AKP rejiminin RTE kanadının organik medya patronları. Sadece medya patronu değil, birçok sektörde yatırımları olan ve medyada harcadıklarıyla RTE’ye verdikleri desteğin karşılığını, çeşitli devlet destekleri, rantları ile misliyle kapatan sermayedarlar. Soruşturulsalar kim bilir neler çıkardı?

“DÖNME YANDAŞLAR”

Bir de, “dönme”, sonradan RTE muhibbi olan, medya patronları var. Onların başını NTV patronu Ferit Şahenk çekiyor. Şahenk’in özellikle 2011 genel seçimleri sonrası önemli bir tensikat ile RTE’nin hoşlaşmadığı kadroyu dağıttığı ve tamamen RTE’ye biat ettiği hatırlarda. Karşılığı? Metro inşaatı var, Galataport var, Tüvtürk, İstinyepark, marinalar var, enerji yatırımları var…Var oğlu var…

Bir diğer aktör Turgay Ciner…Habertürk’ü  haşmetmaabın emrine sunan Ciner’e, son olarak Çukurova’nın Show TV’si zimmetlendi. Jest olarak Kasımpaşaspor’a kol kanat…Karşılıklar ise  liman, enerji, inşaat, elektrik dağıtım ve madencilik sektörlerinde. Yakından mercek altına alınsa,  kim bilir neler görülür, neler…

Son RTE fedaisi tüpçü Demirörenler…Milliyet ve Vatan’ı , Doğan’dan alarak “Beyefendi”nin hizmetine sunan Demirörenler, enerji, mermer,inşaat ve daha başka sektörlerdeler. RTE’nin himmetiyle T.Futbol Federasyonu koltuğunda oturan Yıldırım Demirören ve babasının özellikle İstiklal Caddesi’ndeki AVM’ leri ile başları ağrımış ama medyaya giriş ve hizmetleri ile şimdi rahatlamış görünüyorlar. 

Cemaatin medya gruplarından Zaman ile madenci, davetiyeci İpek Grubu’nca yönetilen Bugün-Kanaltürk  gruplarının, devlet ihsanlarından mahrum kaldıklarını söylemek de her halde mümkün değil. Belki diğerleri kadar nasiplenemediklerinden şikayetleri vardır, o kadar. Doğan’ın ise AKP öncesi ve AKP’nin ilk dönemlerindeki al gülüm/ver gülümleri incelenmeye değerdi doğrusu.

 

Written by Mustafa Sönmez