Ey CHP!.. Oslo’nun Nesi Yanlış?
Kangren olmuş 30 yıllık Kürt sorununa iki tür yaklaşım var. Birincisi“güvenlikçi” diye bilinen ateş, kan, operasyon,…
Beklenen olmadı; ABD merkez bankası FED aylık tahvil alımlarını azaltmayı öngören operasyonunu erteledi ve tutarı aylık 85 milyar dolarda tutmaya devam etti. Açıklamada, alımları azaltmaya başlamadan önce ekonominin istikrarlı bir gelişim kaydettiğine yönelik daha fazla işaret görülmesi gerektiği belirtildi.
Yapılan açıklamada, aşağı yönlü risklerin azalmış olmasına karşın, finansal sıkılaştırmanın büyüme hızını olumsuz etkileyebileceği belirtildi. Komite, faizleri de değiştirmeyerek sıfıra yakın seviyede korurken, 17 üyenin 14’ü faizlerin 2014 yılında yüzde 1’in altında kalmasını bekliyor. Fed daha önce enflasyon yüzde 2.5’e ulaşmadıkça ve işsizlikoranı yüzde 6.5’in altına gerilemedikçe faiz oranlarının sıfıra yakın tutulacağını açıklamıştı.
Kaynak:IMF veritabanı
Bütün bunlar ne demek? 2007-2008 finansal krizinde büyük darbe alan ABD’nin kriz öncesi 2006’da yüzde 3’e yaklaşan büyüme oranı krizin en dehşetli yılı 2009’da yüzde 3’e yakın küçülmeye uğramıştı. İzleyen yıllarda toparlanmaya çalışan ABD ekonomisi henüz istikrarlı bir büyüme ivmesi yakalayabilmiş değil. İşsizlik, 2009’da yüzde 10’a çok yaklaştı. Şimdi umulan, yüzde 6,5’un altına inmesi. Bütçe açıklarının milli gelire oranı, muazzam devlet himayesi ile yüzde 10’u geçmişti 2009’da. Şimdi istenen daha makul bir orana yüzde 3-4’lere gerilemesi. Enflasyon ise hep bir tehdit…
KOLTUK DEĞNEKSİZ…
Kısacası ABD ekonomisi 3-4 yıldır devletin olağanüstü destekleri ile ayakta duruyor. Her yerinde kırıklara, kalıcı hasarlara yol açan muazzam bir kriz yaşadı…Ve iki koltuk değneği ile zor yürüyor yıllardır. Ama, artık bir yerlerden toparlanmaya başlaması gerek. Hiç olmasa , örneğin önce koltuk değneklerinden birinden vazgeçmesi gerek. Zamanla ikinci koltuk değneğini alıp belki bir baston desteği, zamanla da bastonsuz yürüme ekzersizleri…Derken, kendi başına desteksiz yürümeye başlama…Bütün bu tedavinin 5-6 yılı bulması öngörülüyor.
Ancak, verilen koltuk destekleri ile enjekte edilen para, tüm dünyaya da bir koltuk değneği oldu. Özellikle dış kaynak kullanan Türkiye gibi ülkelere. Oradan sızan para, bizim gibilerin büyüme çarkını döndürüyor. Eğer FED, koltuk değneklerinden en azından birini çekip alıyor, tahvil alımlarıyla verdiğim desteği azaltıyorum, kararı alsaydı, çevre ülkelerde geçici park etmiş sermaye de yüzünü yeniden ABD’ye dönebilirdi. Nitekim bunun söylentisi bile Mayıs ayından beri sermaye çekilişini başlatmış, yerli paralar yüzde 15-20 dolaylarında değer kaybına uğramıştı. Türkiye’de 1.80 TL dolayında seyreden dolar, 2 TL psikolojik sınırını yıkıp geçmişti.
KASIM-ARALIK
18 Eylül’den çıkacak karar için iki ihtimal vardı; FED ya tahvil alım programında ılımlı bir daraltmaya gidecekti, ya da operasyonu birkaç aylığına ertelediğini açıklayacaktı. İkincide karar kılındı ama bu erteleme, operasyonun rafa kaldırılması anlamına gelmiyor ve kasım-aralık aylarında , en geç de 2014 başında operasyon yine konuşulacak.
Koltuk değneklerini alma, desteksiz yürümeye alıştırma bir-kaç ay değil; 4-5 yıl süren bir döneme yayılacak. En geç 2014 başında başlatılacak operasyonla ilk koltuk değneği hastadan alınacak; aylık tahvil alım miktarında 10-20 milyar dolarlık bir azaltma ile başlaması bekleniyor. İlk adımdan birkaç ay sonra aylık tahvil alım miktarının 55 milyar dolar dolayına çekilmesi, 2014 ortalarında ise tamamen sonlandırılması bekleniyor.
FED, kriz döneminde piyasaya sürdüğü aşırı miktardaki parayı da geri çekmek zorunda. Enflasyon tehditi ve yeni finansal balonlara ortam hazırlamamak için bu zorunlu. Bu ikinci aşamanın 2016’dan başlayarak 2019’a kadar sürmesi öngörülüyor
GERÇEK DEĞİŞMİYOR
Operasyonun ertelenmesiyle derin bir “oh!…” çeken Türkiye piyasalarının sevinmesi ve eski düzenin süreceğini umması büyük saflık. Birkaç aylık sermaye girişinin sürmesi, Türkiye’nin yapısal sorunlarına derman olmaz, sadece biraz daha uyuşturur , o kadar. Merkez Bankası Başkanı’nın da 2013 için öngördüğü dolar, 1.92 TL hedefinin gerçekleşmesi bile, Türkiye’nin başına gelecekler için teselli oluşturmuyor. Akacak kan damarda durmayacak, eninde sonunda akacak. Bu gerçekleştiğinde ne yapılacağına kafa yormak, böyle kırılganlıkları azaltmak için ne yapmalı, esas mesele bu. Bu soruya kafa yoran bir iktidar var mı? Yok…Gün bulup gün yiyor. Bugün de doyduk, elhamdülillah!…