Tek adam rejimi güvenoyu alamıyor (Al-Monitor, Temmuz 18, 2018)
Olağanüstü Hal ikliminde adaletsiz bir yarışma ve kamu denetiminden uzak bir biçimde yapılan 24 Haziran…
Mustafa Sönmez
İlk 6 ayın turizm göstergeleri ortaya çıktı. Görünen o ki, yılın ilk 6 ayında yabancı ziyaretçi sayısı yüzde 12,6 artışla 12 milyonu geçti. Yine ilk 6 ayda gelirlerin de yüzde 24 artışla 6,7 milyar dolara ulaştığı anlaşılıyor. TÜİK, yurtdışındaki vatandaşlarımızın getirdiklerini de katarak bu rakamı 8,4 millyar dolar olarak ödemeler dengesine işliyor. Yabancı turist başına harcama, anlaşılıyor ki, ilk 6 ayda yüzde 10 arttıve 556 dolar oldu.
Bu, 2010’un ilk yarı performansının yüzde 10,7 üstünde. Özellikle Orta Doğu ve Asya kökenli komşuların İstanbul ağırlıklı seyahatlerinin bu yıl arttığı ve alışveriş turizminin gözde olduğu anlaşılıyor. Ancak, gelenlerin orta sınıf turist olmaları gözden kaçmıyor. Böyle olunca yılın tamamında turist başına harcamanın 600 doları bulması beklenebilir.
Bu yılın turist başına harcaması 600 doları bulsa bile bu, önceki yılın ortalaması olan 580 doların üstü demek olabilir ama 2007 ve 2008’in 608 ve 635 dolarlık ortalamalarının altı anlamına gelecek.
Öte yandan Temmuz sonrası hızlanan kur artışlarının, bazı turizm işletmelerini dampinge itmesi de beklenebilir. TL’nin değer kaybı ile yükselen dolar ve avro fiyatları, turizmciyi eline geçen TL açısından baktığında fiyatları indirmeye yönlendirebilir. Dövizdeki artışla birlikte müşteri kaybetmek, dolululuk kaybı yaşamamak isteyen işletmelerin mecburen fiyat kırmaları ve hesaplarını ele geçen TL üstünden yapmaları anlaşılır bir şey. Bu da turist başına ortalamayı 600 doların altına bile düşürebilir.
Bütün bunların özetini bu sütunda defalarca tekrarladım: “Yoksullaştıran turizm”…
***
Hayıflandıran bir boyut da, bu kadar ucuza satılan doğa, tarih, kısaca değerlerimizle elde edilen dövizin ithalatın dişinin kovuğunu bile doldurmadığı…Türkiye’nin 12 aylık tutarı 72,5 milyar dolara, milli gelirin yüzde 9,5’una ulaşan cari açığının müsebbibi, patlatılmış ithalatla harcanan dövizler, turizmin getirdiklerinin, evet dişinin kovuğunu bile doldurmuyor. Bakın nasıl:
Kaynak:TCMB veri tabanı
2010’da 47,7 milyar dolar olan cari açığın yani genel anlamda döviz açığının bu yılın ilk 6 ayında 45 milyar doları bulduğu, bunu 12 aylık (2010 Haziranından 2011 Haziranına) olarak düşündüğümüzde 72,5 milyar dolara ulaştığını görüyoruz. Yine 12 aylık ithalatın 208 milyar doları, dış ticaret açığının da 79 milyar dolara yakın olduğunu anlıyoruz. 2010’da turizm net geliri, yani turizm giderlerinden kalan turizm gelirleri 16 milyar dolara yakındı. 2011-12 aylık-tutarı da 17 milyar dolar.
Böyle olunca, turizmden net gelirin, ithalat faturasının geçen yıl yüzde 9’unu ancak karşıladığı, bu yıl da bu payın yüzde 8’de kalacağını görüyoruz. Keza, ihracat gelirlerinin geçen yıl ithalatın ancak yüzde 67’sini karşıladığını, bu yıl ise bu oranın yüzde yüzde 62’ye indiğini görüyoruz. Yani 79 milyar dolara merdiven dayamış 12 aylık dış ticaret açığının büyük deliğine turizm ancak yüzde 21 oranında yama olabiliyor. Geçen yıl bu yama, yüzde 28 olarak gerçekleşmişti. Yani, altın yumurtlayan turizm, obur ithalat karşısında omlet yapmaya bile yetmiyor.