AKP-Cemaat kavgası büyüyor. Dershane  meselesi, sadece bir kıvılcım. Sonrasının ne büyüklükte bir yangına dönüşeceği ve genelde siyaseti, kısa vadede de sandıkları nasıl etkileyeceği merak konusu. Ancak,  görünen, muharebenin değişik cephelerde süreceği.

Dershane kavgası sürerken Cemaat, yeniden kanadı altına aldığı aparatı “Taraf”a bir bavul daha gönderdi ve 2004’te RTE ve çevresinin, çoğu içeride olan eski MGK üyesi generallerle,   nasıl Cemaat’i hedef tahtasına yerleştirdiklerini, yani “mağduriyetlerini” duyurdu kamuoyuna. AKP’li bakanlar, o günkü dengeleri hatırlatarak, “Sonuca bakın, size dokundurttuk mu?” diye savunmaya geçtiler. Belki kapalı kapılar ardında, “ Ne yani, beraber defterlerini dürmedik mi?” bile demiş olabilirler. Ortada kasetler, CD’ler dolaştırılmaya başlandı, devamı gelebilir.

AKP’nin hışmına uğradığını iddia eden Cemaat, savunmaya geçerken (ya da tehdit altına giren) ne tür kapasitelere sahip ? Medyadaki, ekonomideki varlığı ne “Hizmet” gönüllülerinin ?

 MEDAYADA CEMAAT

 Medyadaki ana güç, malum; Zaman. Cemaatin öteden beri, tıpkı bir inşaat iskelesi işlevi gören Zaman’ın etrafında örgütlendiği biliniyor. Tezgah satışı ancak 20 bini bulan ama elden teslim ile günlük tirajının 1 milyon dolayında olduğunu öne süren Zaman gazetesi, Cemaatin medyadaki ana gücü.Tam bir medya endüstri ağı olarak örgütlenen Zaman’ı, İngilizce gazetesi Today’s Zaman tamamlıyor. Ayrıca , Türk cumhuriyetlerinde çıkan yerel Zaman’larda var. Cemaat, TRT tekeli kalkar kalkmaz  televizyon-radyo  kulvarında da faaliyete geçti. Samanyolu TV, STV Avrupa, STV Amerika, S Haber, Mehtap TV, Ebru TV, Yumurcak TV, Küre TV, Hazar TV, Kürtçe Dünya TV, MC TV, Cemaat’in televizyon kanalları.  Haftalık dergi Aksiyon, Cihan Haber Ajansı, 5 radyo kanalı, diğer mecralardaki Cemaat medyaları ve tabii başkaları da var…

 Medyadaki ikinci Cemaatçi grup Koza. Akın İpek’in  sahibi göründüğü grup, Kanaltürk ile Bugün TV’nin sahibi, gazete olarak da Bugün gazetesi ile faal. İpek ailesinin esas işi madencilik. Özellikle altın madenciliğinde faal olan grubun geleneksel uğraşı ise  davetiye matbaacılığı. İpek ailesinin  inşaat işleri de var.

Cemaatçi gazeteciler, editör, yazar, muhabir olarak bu iki medya grubunun dışında da “Hizmet” için uğraş veriyorlar. Radikal’in genel yayın yönetmeni Eyüp Can, mesela böyle tanınan bir isim. Nazli Ilıcak öteden beri  “Hoca Efendi”nin yanında saf tutar. Ayrıca, AKP ile organik bağı olan medyada ve/veya merkez medyada yer alan Cemaatçiler de var.

İŞADAMLARI…

Ekonomideki cemaatçi işadamları irili ufaklı ve dernek-federasyon-konfederasyon olarak örgütlüler. 1990’ların başlarında Gülen’in direktifiyle dernekleşen Cemaatçi tüccar ve sanayiciler, bölge bölge bir araya gelerek 7 federasyon oluşturdular sonra da 2005 yılında konfederal yapı olarak TUSKON’u, yani  Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu’nu kurdular. Türkiye genelinde, 80 ilde 202 işadamı derneği, TUSKON’un çatısı altında faaliyet gösteriyor.

Cemaatçi işadamı profili, 1990’larda Erbakan’ın kurdurduğu MÜSİAD’ta  örgütlenen “milli görüşçü” işadamı profilinden farklıydı. Neoliberalizmi benimsemiş, küreselleşmeci, dünya kapitalizmiyle, AB ile  bütünleşmeye açık ve yatkın bir işadamı profili çiziyordu Cemaatçiler. AKP iktidarıyla beraber, dış kaynak girişinin hızlanmasıyla büyüyen ekonominin her kulvarından nasiplendiler (*).

Fethullah Gülen’in, 1970’lerin sonunda başlattığı uzun maratonun ilk halkasını eğitim oluştururken, tedrisattan geçenler,  başta Emniyet ve Yargı olmak üzere devletin önemli kademelerine yerleştirildiler, bir kısmı da işadamı olmaya “memur” edildiler. Bir yandan eğitimle kadro yetiştirip bir yandan diğer kulvarlarda ilerlediler. Eğitimde, dershaneden başlayan orta öğrenim, daha sonra özel üniversitelerde devam eden Cemaat kadrolarının faaliyeti, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerde de sürdürülüyor.

 PROFİLDEN ÖRNEK…

 Her fırsatı değerlendiren Cemaatçi profilden bir kesit olarak eğitimde Doğa Kolejlerinin kurucusu olarak tanınan “Doğa Grubu”nu örnek almak, yeterince açıklayıcı olabilir. İbrahim Ekinci, 26 Kasım tarihli Dünya’da grubu şöyle anlatıyordu;  “Erbil’e 200 milyon dolarlık demir çelik yatırımını tamamladı, iki ‘ağır sanayi’ yatırımı daha geliyor. Antalya’da mermer tesisi aldı. Burdur’da bir ocak daha almak üzere. Altın, krom ve demir cevheri madenciliği yapacak. Yunanistan’da et tesisi aldı, bir yenisini Kırklareli’nde kuruyor, Çatalca çiftliğinde peynir üretimine başlıyor…Bir hastane aldı, zincire dönüştürmek için yeni satın almalara bakıyor. Yurtdışında hastaneler açacak. Kuzey Irak üzerinde duruyor, BES hariç sigortada bütün branşlarda hizmet veren bir şirket kurdu, Urfa’da Hotel El Ruha’ya ortak oldu, Yine Urfa’da bir çırçır fabrikası satın aldı, Telekom işine giriyor…İstanbul’da bitmiş iki GM projesinin satışı işini aldı. İzmir Mavişehir’de 100 milyon dolarlık yatırımla açık AVM yapacak. İstanbul’da konut projeleri geliştirecek, Doğa Kolejlerini yurtdışına açıyor, Doğa Production’la iki film yaptı, İvme satış teknolojilerinde Vestel’le ortak çalışmaya başladı, Paylasal. com ismiyle Facebook’la entegre çalışan bir alışveriş sitesi kurdu…”

KILIÇ VE KIN..

Cemaat, AKP rejiminin koalisyon ortağı . Bu ortaklığın gereği iktidardan paylar aldı. Varlığına tehdit olarak gördüklerini, Ergenekon ve Balyoz operasyonları ile bertaraf etmede , RTE ve çevresi ile etkili bir işbirliği geliştirdi  ama giderek RTE’nin, iktidarı  daha çok kendisine yonttuğundan şikayetçi oldu. RTE, Cemaatçi kadroların yerleştiği kritik  Emniyet ve yargı kademelerinde onları etkisizleştirmeye kalkınca, Cemaat de büyük oynayıp önce MİT’i , onun üstünden RTE’yi ‘halletmeye’ kalktı. Aracılar marifetiyle  zaman zaman savaş yumuşatılsa da yeniden kabarıyor ve şimdi öyle bir konjonktür. Çekilen kılıçlar kolay kolay kınına girmeyecek gibi.  Bakalım, dershane muharebesini hangileri takip edecek , en önemlisi bu çatışma sandığa nasıl yansıyacak…

(*) MÜSİAD ve TUSKON hakkında daha geniş bilgi için,” Türkiye’de İş Dünyasının Yönelimleri ve Örgütleri”, Friedrich Ebert Vakfı yayını kitabıma bakılabili

Written by Mustafa Sönmez