”Riskli Ülkeler Kulübü”ne Hoş Geldiniz !…
Mustafa Sönmez Bir ülkenin dış piyasalardaki notunu bazen değerlendirme kuruluşları verdikleri notlarla belirlerken bir…
Mustafa Sönmez
15.01.2010
AKP hükümetinin IMF ile anlaşmakta olduğu yolundaki haberler, borsayı tırmandırıyor, dövizi düşürüyor; anlaşmanın tavsadığı haberinde ise tersi oluyor; döviz yeniden yükseliyor, borsa düşüyor. IMF ile ilgili haberler, Başbakan T.Erdoğan’dan, Bakan Babacan’dan , Merkez Bankası Başkanı Yılmaz’dan çıkıyor. İyi de, bu haberleri, önceden öğrenenler -ya da içeriden öğrenenler- büyük paralar kazanmazlar mı? Tabii ki, kazanırlar ve istedikleri kadar reddetsinler, Başbakan, AKP bakanları, MB Başkanı bu yerli- yersiz konuşmaları ile birilerine para kazandırıp birilerine para kaybettirdiler. Ve hiç şüpheniz olmasın, kazananlar, AKP’nin palazlandırmaya çalıştığı sermaye kesimleri, Başbakan, bakan yakınları olurken kaybedenler, bu bilgiye geç ulaşanlar oldu. Bunun hangi ahlaka sığdığı sorusunun yanıtını da okuyucuya bırakıyorum.
***
AKP iktidarı , gevşemiş bütçeye yapacağı müdahale işine gelmeyeceği için, IMF anlaşmasına aylar boyu yanaşmadı ve 2009 yerel seçimlerine istediği gibi, bonkör bütçe harcamaları yaparak gitti, IMF parasının eksikliği, net hata-noksan kalemine yansıyan şaibeli döviz girişleri ve Mart 2009 sonrası geri dönen sıcak para girişi ile kapatılmaya çalışıldı. Hükümetin IMF’den uzak durmasının bir nedeni de vergi idaresine IMF’nin getirmek istediği özerklik düzenlemesi niyetidir. Vergi sopası ile Doğan Grubunu terbiye edip, diğer TÜSİAD patronlarına gözdağı vermekle meşgul AKP iktidarı, bu sopayı hemen IMF’ye teslim etmek istemeyecekti.
***
Şimdi ise kabak tadı veren, IMF ile anlaşma konusu bir kez daha gündemdedir.AKP iktidarının IMF hissiyatını doğru okuyabilmek için, hükümetin palazlandırmaya çalıştığı MÜSİAD, yani Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin IMF hissiyatını da takip etmeli ( Eskidan TÜSİAD takip edilirdi, şimdi demode oldu) . 4 Ocak 2010 tarihli basın toplantısında konuşan Genel Başkan Ömer Cihad Vardan’ın ifadeleri MÜSİAD tarafından şöyle aktarıldı ; “ (Hükümet)…olası bir anlaşmanın ülkeye sıcak para akışına sebebiyet vereceğini ve akabinde ihracatımızı menfi etkileyebilecek, rekabet gücümüzü azaltacak kur düşüşlerinin oluşacağını iyi hesap etmelidir.”
Anlaşılacağı gibi, MÜSİAD’ın ilk çekincesi, IMF parası ve beraberinde artması olası sıcak para girişinin, kuru aşağı itmesi ve ihracatı küstürmesidir. Ancak yine de IMF parasının içeride faizleri düşürebileceği, bunun da iç talebi canlandıracağı beklentisi vardır ve şöyle ifade edilmektedir;
“ Hükümetin IMF ile anlaşma konusundaki açıklamalarını anlamlı kılabilecek, iç talebi harekete geçirebilmek ümidiyle özellikle bankaların devleti finanse etmesi yerine piyasaları finanse etmesi yönünde kaynakların başka taraftan bulunması, borçlanma vadelerinin uzatılması, gereksiz faiz artırımlarına gidilmemesi gibi bazı detaylar çıktığını söyleyen Vardan, fakat yeni bir anlaşma için bugünkü konjonktürün iyi hesap edilerek, ayrıca bir değerlendirme yapılması gerektiğini düşündüklerini vurguladı.”
Peki ne yapmalı? MÜSİAD’ın IMF tereddütü, AKP iktidarına da yansımaktadır ve yine MÜSİAD açıklamasının şu paragrafında özetlenmektedir; “ Türkiye’nin elinde önemli bir koz bulunduğunu, anlaşma yapılacaksa mutlaka büyümeyi tetikleyici, reel sektörün önünü açıcı bir nitelikte olması gerektiğini söylediklerini, bu koşulların da nispeten oluşmuş gözüktüğünü ifade eden Vardan, ”Ama şimdi geldiğimiz noktada hala biz imkanlarımızın yeterli olduğu ve bundan sonra da IMF ile bir anlaşmanın geçerli olmadığı görüşünde birleşiyoruz” diye konuştu.”
***
2010’da erken seçim düşünen AKP’nin, seçime IMF’li mi, IMF’siz mi girmeli tereddütü içinde olduğu anlaşılıyor. Bu belirsizlik, dış dünyada, özellikle AB pazarlarında suların durulmamış olmasıyla da ilgilidir. Halının altına ne çöplerin saklandığının bir örneği Yunanistan’da ortaya çıkan büyük açıklarla anlaşıldı. Dış pazarlarda hala tünelin ucundaki ışık görülememiştir. İçeride ise dehşetli işsizliğin bunalttığı yığınları, yoksullaşmış işçi, memur, emekli, tarım üreticisi, KOBi sahibi seçmeni, sandığa giderken hangi sihirli dokunuş mutlu edecektir?
Buna rağmen, Hükümetin güvendiği nedir? Polis devleti, yandaş ve rehin medya, Ergenekon tehditi ile inşa edilen korku imparatorluğu ve bunlar karşısında, gürleyen ama yağamayan muhalefet…. Bu muhalefet kendine çeki düzen vermedikçe, AKP iktidarı, normalde dezavantaj sayılabilecek IMF dansının uzun vadedeki acısını kamufle edip, kısa vadede bu anlaşmayı bir rüzgara dönüştürüp seçime öyle gidebilir.
mustafasnmz@hotmail.com
http://mustafasnmz.blogspot.com/