İşsizlikte Devlet, Devleti Yalanlıyor
Her ayın ortasında Türkiye İstatistik Kurumu TÜİK tarafından açıklanan istihdam, işsizlik verilerinin güven vermediğinden hep…
AKP-CHP koalisyonu için çöpçatanlığa soyunan soyunana…Akıl veren verene… Dahası, bunu engellemesin diye RTE’ye “Rövanş yok, öç alma yok” diyen diyene…
En çok da bu öç alma taahhüdü insanın kanına dokunuyor. Sanki, “Kalkın kaçak sarayı basalım , hesap soralım” diyen var. Böyle birşey yok. Sadece hukuk devleti çalışsın, diyoruz. Hukuk işlevini yerine getirmeye başlayınca, yargı mensuplarına, “RTE’ye ve yakın çevresine hiç bir şekilde dokunmayın, kapatılmış dosyaların ucu RTE ile Bilal’e dokunursa orada durun” mu denilecektir? Böyle birşey, AKP’nin yaptığından farklı olur mu? Yargıya ayar vermek, herkesin yasalar önünde eşit olması gerekirken birilerini bundan ayrı tutmak, hukuk devleti ile , demokratikleşme iddiası ile bağdaşır mı?
Ekonomi bahanesi
AKP-CHP kolisyonuna çöpçatanlık gayreti en çok da iç ve dış sermaye kesiminden. Düne kadar AKP ile organik bağı olan ve RTE’nin kayırdığı MÜSİAD da, RTE’nin fırçalayıp durduğu AKP’nin iplemediği TÜSİAD da, orta yolcu TOBB da şimdi koalisyon mimarisi için çabalıyorlar. Ellerindeki en önemli argüman da ekonominin selameti. MÜSİAD, 2015’i kaybettik hiç olmasa 2016’yı kurtaralım, söylemini tekrarlayıp duruyor. Tüm sermaye kesimi RTE’nin planı olarak bilinen erken seçimin işe yaramayacağını söyleyerek kaçak saraydan ayrışıyor. Koalisyon için topluma aba altından gösterdikleri sopanın adı ise “ekonomi”. Ülkenin uzun süre siyasi belirsizlik yaşamasının faturasının ekonomiye ağır çıkacağı ve bu bedeli seçmenin ödeyeceği, tehditle karışık ifade ediliyor.
Sermayenin ekonomik kriz tehditi,bahanesi , bana, pek de mizaçları uyuşmadığı halde evlendirilmek istenen çocuklu boşanmış ya da dulları hatırlatıyor. Karakterler farklıdır, uyum olmayacağı da bellidir ama, çocuklar(ekonomi) daha fazla sürünmesin diye taraflar zoraki nikaha oturtulmak istenirler. Çocuklar belki mutsuzdur ama bu evlililğin onlara iyi geleceğinin hiçbir garantisi olmadığı gibi, belki onları daha da mutsuz edecektir…
Basınç mı?
Ekonominin, acil bir koalisyonu, hele ki AKP-CHP koalisyonunu dayattığı savı, tamamen bir safsatadır. Bir kere, özelilkle ABD’de olan bitenler ve genelde dünya ahvalinin etkisiyle, ekonomi tüm siyasi belirsizliklere ve risklere rağmen, krize sürüklenir halde değildir. Bunun göstergeleri de ortadadır. Seçim sonrası 2.80 TL’yi gören dolar kuru şu sıra 2.70 TL’nin altındadır. İstenen, bu parite değildir ama herkesi hop oturtup hop kaldıran bir yerde de seyretmemektedir. Dış sermaye, sanıldığı kadar çekip gitmemiştir, top çevirmektedir içeride. Konut alım talepleri öne çekildi, üretim yavaşlasa da stoklar eritilerek hizmet sektörü üstünden katma değer üretilmeye devam etmekte, işsizlik de dudak uçuklatıcı basamak artışları yaşamamaktadır. Yani ekonomi tıkırında değildir ama kriz hali de yoktur. Bu anlamda, koalisyon için bir ekonomi basıncı abartılı bir teşhistir.
Uyumsuzluk
Bir AKP-CHP koalisyon hükümetinin ortak bir ekonomik programda anlaşmalarında da bunun icrasında da çok erken çıngarlar çıkacaktır. Hatırlayın, CHP, sosyal devlet vaadlerinde bulunarak oy topladı. İki artı emekli maaşı, 1500 TL net asgari ücret, çiftçiye ucuz mazot…AKP ise bunları vermek bütçeyi deler dedi. Peki şimdi nerede buluşulacak? CHP’nin bu vaadlerle ilgili talebine AKP “bütçe disiplini” diye itiraz edecek. AKP’nin sağlığı, eğitimi metalaştırma eğilimlerine CHP nasıl karşı koyacak, SGK açıkları konusunda hangi önlemlerde birleşecekler. CHP taşeronlaşma ile ilgili vaadi konusunda AKP ile nasıl anlaşacak? AKP’nin mikro reform adı altında kıdem tazminatını budama ve tensikatları kolaylaştırma operasyonlarına CHP onay verecek mi?
CHP, hukuk devleti dedi. İstanbul’un kuzeyi ile ilgili projeler yargıda hukuksuz bulundu. Başta 3. Köprü, devamında 3. Havalimanı inşasının durdurulması, projelerin iptali gerek. AKP’nin yandaş sermayedarlarına yaptırdığı bu megaprojelerin hukuksuzluklarını CHP sineye çekerse partiyle, seçmenle nasıl baş edecek? Daha böyle bir dizi imar ihlali var. Hepsinde normalde hır çıkması gerekir.
CHP, Meclis’e getirilmeyen Sayıştay raporlarını isteyince bunlara ayak sürüyen AKP şimdi ne yapacak. Raporlarda işaret edilen usulsüzlüklerin yargıya taşınmasında neler olacak?
AKP, özelleştirmelerin dibini kazımaya devam etmek isteyince CHP ne yapacak? Kaçak Saray’ın finansmanı ve hatta kullanımı konusunda CHP’nin taleplerine AKP ne cevap verecek?
Tuzaktır…
Bakın, daha en az mayınlı bölgeden, ekonomiden başlayınca ne kadar kılçık çıktı ortaya…17/25 Aralık soruşturmalarına, Roboski, Reyhanlı dosyalarını, ,MİT tırlarını, İŞİD ile ilişkileri, Ağrı ,Diyarbakır provokasyonlarına, Gezi cinayetleri ile ilgili dosyalara ve diğer hukuksuzlukların soruşturulması ile ilgili çıkacak hırlara hiç girmedim bile. Tekrar da fayda var:AKP bir parti değildir, bir rejimdir. Bir rejim ile koalisyon, onun aparatı olmaktır, kaçınılmaz olarak. Rejimi dağıtmayan rejimin aleti olur..Bu böyle biline…CHP bu tuzağın eşiğindedir.