Bugün köşeyi iki konuya ayıracağım. Birincisi, dün açıklanan Eylül ayı işgücü-istihdam , işsizlik göstergeleri ve büyüme-istihdam ilişkisine. İkinci konu ise gazetecilikte kalite kontrolsüzlüğü, ya da “dolduruşa gelmek” üzerine…

Eylül ayı işgücü-istihdam-işsizlik verileri, beklendiği gibi işsizlikte usul usul bir artış olduğunu teyit ediyor. Mevsimsel etkilerden arındırılmış verilere bakıldığında işsizliğin Eylül sonunda yüzde 10,2’ye, tarım dışı işsizliğin ise yüzde 12.6’ya çıktığı görülüyor. Bu oranlar geçen yıl eylül ayında sırasıyla yüzde 9,4 ve 11,8 idi. Demek ki, artış var.

İSTİHDAMI KIT BÜYÜME

Son 1 yılda işgücü piyasasına yaklaşık 700 bin kişinin girdiği, bunların yine yaklaşık 400 bininin işe yerleştirildiği, ama 300 bininin iş bulamadığı anlaşılıyor. Böyle olunca 2012 Eylül’ünde 2,6 milyon olan işsiz sayısı ,bu eylülde 2,9 milyona çıkmış görünüyor.

İş bulabilen 400 bin kişinin, bu son 12 ayda nerelerde iş bulabildiğine bakıldığında ise görünen şu; Bir kere tarımdan 130 bin eksilme var, inşaattan da 15 bin eksilme var. Buna karşılık sanayide 180 bin, hizmetler de 365 kişi için yeni iş yaratılmış. Toplamda ise istihdamın yüzde 1,6 arttığı anlaşılıyor. Peki ama, daha hafta başı büyüme oranları açıklandığında ekonominin yüzde 4 büyüdüğü belirtilmemiş miydi? Yüzde 4 büyüyen ekonominin benzer büyüklükte bir istihdam artışına yol açması beklenmez mi ?

zz

Kaynak: TÜİK,GSYİH ve İstihdam veri tabanları

Ne yazık ki öyle görünmüyor; yıllık (eylül’den Eylül’e)  milli gelir yüzde 4 büyümüş görünmesine karşılık istihdamdaki artış onun 2,5 puan gerisinde kalmış, yani büyüme yeterince istihdam yaratamamış. Tuhaftır, emek-yoğun tarım, yüzde 4’e yakın büyürken istihdam artmak bir yana yüzde 2 gerilemiş. Daha çarpıcı olanı inşaat; Bu 12 ayda inşaat yüzde 7,5 büyürken istihdamı artmadığı gibi yüzde 1 gerilemiş. Buna karşılık sanayinin yüzde 3 büyümesine istihdam yüzde 4’e yakın artışla eşlik etmiş. Hizmetlerde ise istihdam artış hızı, büyümenin 2 puan gerisinde kalmış. Sonuç: Büyüme yüzde 4, istihdam artışı yüzde 1,6. Yani açıklanmaya muhtaç 2,5 puan fark var…

GAZETECİLİKTE KALİTE…

Gelelim ikinci mevzumuza. Aslında okuyunca, “ilahi yazar, neresinden tutacaksın!”  diye tepki verebilirsiniz ama ben yine de yazayım, ruhumu kurtarayım!..

16 Aralık (Dün) tarihli Sözcü’nün manşeti –her zaman olduğu gibi- “çarpıcıydı!… “Suriye’deki muhaliflere silah vermiyoruz” diyorlardı .Türkiye, kafa kesen El Kaidecilere 6 ayda 47 ton silah yolladı .Erdoğan ve Davutoğlu’nun Esad’ı devirmek amacıyla, muhaliflere silah gönderdikleri konusunda halka yalan söylediği belgelendi. ikili, “Muhaliflere silah sağlamıyoruz, insani yardım yapıyoruz” diyordu. Ama bu sözler, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) raporuyla açığa düştü… 

Sözcü’nün verdiği tabloya aklım takılı kalmışken, bizim Yurt’un birinci sayfasında logonun hemen yanında, aynı haber, ama hem farklı bir sunumla hem de kaynak belirtilerek verilmişti; İlk iş Hürriyet’i topa tutmak olmuştu;: Hürriyet’in Gizlediği Haber üst başlığı Sözcü ile yarışıyordu neredeyse; ve devam ediyordu; Hürriyet Washington muhabiri Tolga Tanış, Türkiye’den Suriye’ye hazirandan bu yana 47 ton silah gittiğini, BM ve TÜİK belgelerine dayanarak açıkladı. Tanış’ın pazar ekinde yayınlanan yazısını Hürriyet birinci sayfadan görmedi!

İLAHİ!…

Haber ve itham müthişti…Hemen, Pazar günü Hürriyet’inde Tolga Tanış’ın yazısını buldum; Suriye’ye Silahın Belgesi  başlıklı yazı şöyle devam ediyordu; Hükümet her fırsatta “Suriye’ye silah sağlamıyoruz” diyor.Ancak Türkiye’den Suriye’ye hazirandan beri giden 47 ton silahın belgesi var, diyordu Tanış ve merakla, nedir diye beklerken bir tabloda Ocak-Ekim döneminde Suriye’ye yapılan “silah mühimmat(cephane)  ihracatının 1 milyon 578 bin dolar olduğu yer alıyordu.

Tamam da, böyle bir veriden yola çıkarak, Suriye’ye (hem de muhalif güçlere) çarpıcı bir silah ihracatı yapıldığı söylenebilir miydi?

Önce TÜİK veritabanından size resmin bütününü göstereyim.

üü

Bir kere Suriye’ye yapılmış görünen bu ihracat, aynı başlıktaki ihracatın 365’te 1’i. Yani Türkiye, bu başlık altında (av silahı cephanesi , malzemesi) ABD’ye 117 milyon dolarlık, BAE’ye 53 milyon dolarlık olmak üzere 110 ülkeye, evet 110 ülkeye ihracat yapmıştı .İçinde silah ve Suriye var diye, gazeteci  bir tablonun üstüne böyle atlar mı? Sormaz mı, AKP, Esad muhaliflerine silahı, TÜİK kayıtlarına geçirerek , gümrüklere kayıtlı, hem de BM’nin gözü önünde mi yapıyor ?

 Bu heyecanlı yazıyı Hürriyet hiç mi süzmez? Sözcü, mal bulmuş mağribi gibi, hem de kaynak belirtmeden böyle kullanırsa inandırıcılığı kalır mı? Peki Yurt? Hiç süzmeden Sözcü’ye öykünerek, bir de Hürriyet’e çakarak ne yaman gazetecilik yaptığını mı gösterdi dünya aleme? Yapmayın arkadaşlar; muhalif gazetecilik yapacağız diye kalitenin, sağduyunun canına okumayın. Dolmuşa binip, dolduruşa gelmeyin. Biraz kalite kaygısı, biraz sorumluluk lütfen. İnandırıcılık istiyorsanız tabii…

Written by Mustafa Sönmez