Dünya ve Türkiye ekonomisi Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle hem siyasi hem ekonomik yeni bir türbülansa maruz kalırken, geride kalan 2021’in ekonomi fotoğrafı da yeni verilerle netleşiyor. Türkiye’nin geçen yılın Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH) ile ilgili veri açıklandı ve yıllık büyümenin yüzde 11’i bulduğu belirlendi. Pandeminin hâkim olduğu 2020’de küçülmüş olmasa da ancak yüzde 1,8 büyümüş olan ekonomi için 2021 büyümesi “flaş” denebilecek nicelikte.

Büyümede, özellikle yılın ikinci yarısında hızlanan iç talebin ve ülke ihracatı ile turizmdeki performans artışının etkisi oldu. Ancak bu büyümenin ülke ekonomisini büyük bir belirsizliğe sürükleyen, yüzde 50’lileri bulan tehlikeli bir enflasyon eşliğinde gerçekleşmiş olması, düşük güven, bölüşüm adaletsizliği ve yetersiz istihdam gibi sorunlarla malul olması da madalyonun diğer yüzündeki gerçekler. 2021 büyümesi, dönemsel ve sürdürülebilir özellikte değil.

Milli gelirdeki büyümede iç talebin, özellikle yüksek enflasyon karşısında öne çekilmiş harcamaların rolü önemli oldu. 2021’de yıllığı yüzde 36’yı bulan tüketici enflasyonu, 2022’ye yüzde 50’ye yaklaşan bir tırmanışla girdi. Bu yüksek enflasyonu rağmen Merkez Bankası’nın TL faizlerini enflasyona karşı artırmak yerine, büyüme için dört ayda 5 puan indirmesi, harcamaların öne çekilmesine, talep artışına yol açtı. Artan talep de öncelikle sanayide büyümeyi getirdi.

Türk Lirası’nın hızlı değer kaybı ve bunun etkisiyle yükselen enflasyon riskine aldırış etmeden, daha çok siyasi kaygılarla ve seçimi düşünerek izlenen ekonomiyi büyütmeye dönük politikalar, çift haneli bir büyüme getirse de tüketici, girişimci güvenini düşürmüş durumda. Büyümeye karşın bölüşüm ve istihdam verileri hiç iç açıcı değil, güven endeksleri hep aşağı doğru.

https://www.al-monitor.com/tr/originals/2022/02/turkeys-economy-11-growth-brings-risk

Written by Mustafa Sönmez