TÜİK’in, artık kabak tadı veren ve hiç bir şeye yaramayan yıllık bir  meşgalesi var: Gelir dağılımı araştırması. 2012 versiyonu açıklandı.  Aslında konu yaşamsal. Bölüşümdeki adaletsizlikleri saptamadan önemli ne olabilir? Ama TÜİK, yıllardır, bu saptamayı yapmaktan çok, bu büyük ayıbın üstünü bir incir yaprağı ile kapatmaya çaba gösterir halde. Kimsenin emeğine saygısızlık etmek istemem. Bu projede binlerce insan çalışıyordur elbette. Haneler belirleniyor, onlara anket uygulanıyor, sorular soruluyor, sorular derlenip toplanıyor, belli bir yönteme göre tasnif ediliyor ve sonunda önümüze, her yıl bulunandan hiç de farklı olmayan bir haber bülteni, onun detayı tablolarla geliniyor.

İNANDIRICI DEĞİL

Ama gelin görün ki, bunlara biraz ciddi biçimde baktığınızda hiçbir tutarlılığı, inandırıcılığı olmayan şeylerle karşılaşıyorsunuz. Gelin görün ki, AKP hükümeti, bu araştırma sonuçlarına bayılıyor. İktidar olduklarından bu yana gelir eşitsizliğinin artmadığını, tersine bölüşümün iyileştiğini belirtip şıracının şahidi bozacı misali, TÜİK’i işaret ediyorlar. Üstüne üstlük, TÜİK’in bu bulguları ciddiye alınıp IMF, Dünya Bankası, OECD…bütün uluslar arası bilgi bankalarında da kullanılıyor. Bunları ciddiye alıp bazı programlar bile öneriliyor.

TÜİK’e Göre Yıllık ve Aylık Gelirler,2012,TL

Yıllık

Aylık

Ortalama

15.157

1.263

Ücretli, maaşlı

15.928

1.327

Yevmiyeli

5.861

488

İşveren

35.680

2.973

Kendi hesabına

11.834

986

Oysa, yıllardır aynı yanlış yapılıyor. Araştırmanın hammaddesi sayılan bilgiler, deneklerden beyan usulüyle toplanıyor. Kapı çalınıyor, aile reisine o yıl evine ne kadar gelir girdiği soruluyor. Kim ne derse, o yazılıyor. Paranın ve dinin kimde olduğu bilinmez lafı boşuna denilmemiştir elbette. Denek, işçi ise, kimden ne saklayacak, geliri belli , bordrosu belli, gelirini söylüyor açıkça. Ama sermaye sahibi, varlıklı yurttaşlardan aynı bilginin doğru beyan edildiğini söylemek mümkün mü? Bakın, bir detay tabloda ne tür komiklikler var.

 2012 yılında ücretli kişilere sorulmuş; yıllık ücret geliriniz ne kadar diye; el cevap: 15 bin 157 TL. Yani bölün 12’ye, ayda 1.263 TL. Makul, akla yatkın. Ücretli olup daha yüksek ücret alanlar vardır ama asgari ücretin 800 TL’yi ancak bulduğunu hatırlayın. Bu bilgiye güvenelim. Peki işveren gelirleri ne kadarmış yılda? Yaklaşık 36 bin TL!…Ayda yaklaşık 3 bin TL…Şimdi buna nasıl inanalım? Yanında onlarca ücretli çalıştıranından tutun holding sahiplerine kadar bir işveren nüfustan söz ediyoruz. Bunların işten ayda 3 bin TL kazanmaları inandırıcı mıdır? Haliyle değildir. Kendi hesabına çalışanların aylık geliri de 1000 TL bile değilmiş. Bu kesimin içinde de serbest çalışan mühendisten, doktordan eczacıya, müteahhitten kuyumcuya bir dizi iş erbabı vardır, ama gelir ayda 1000 TL bile değil!…

EKSİK PASTA

Şimdi ne oluyor? TÜİK , bu beyanları doğru kabul ediyor. Hanelerden alınan gelir bilgilerini alt alta yazıyor, bunu, nüfusu 5 katmana, sınıfa bölerek kim, pastadan ne pay aldı, diye bir tablo çıkarıyor.

Gelir Gruplarının Gelirden Aldıkları Paylar 2010-2012,%

Yüzde 20’lik Dilimler

2010

2011

2012

Birinci Yüzde 20 (En yoksul)

5,8

5,8

5,9

İkinci Yüzde 20

10,6

10,6

10,6

Üçüncü Yüzde 20

15,3

15,2

15,2

Dördüncü Yüzde 20

21,9

21,7

21,7

Beşinci Yüzde 20 (En zengin)

46,4

46,7

46,6

Toplam

100

100

100

Gini Katsayısı

0.40

0.40

0.40

Birinci sorun şu; özellikle varlıklı sınıfların, üst-orta kesimlerin beyan ettikleri gelirler, gerçeğin altında kaldığı için, bölüşülen gerçek pasta eksik. Nereden biliyoruz. Çok basit. Türkiye’nin 2012 milli geliri 1,4 trilyon TL. Orada ifade edilen milli gelir ile beyandan bulunan pasta (74 milyon nüfus ayda 12 bin TL cıvarında gelir, toplam yaklaşık 880 milyar TL) arasında çok fark var. Tamam, milli gelirin bir kısmı “kullanılabilir gelir” değil. Yani hanelere girmiyor. Onun yüzde 85’ini alın, yine fark yüzde 30 dolayında. Neredeyse 320 milyar TL  saklanmış, beyan edilmemiş geliri dikkate almadığınız için, gerçek gelir uçurumunu doğru ifade etmiyorsunuz. Ücretlilerin geliri artmıyor. Enflasyona ya denk gelen ya gelmeyen artışlar oluyor ama o kadar, artmıyor. Ama, özellikle bu ülkenin en tepedeki yüzde 5’inin, hatta yüzde 1’inin  geliri inanılmaz artıyor. Hanelerine kâr,kira,faiz, yüksek maaş..her tür gelir giriyor, ama TÜİK anketörü sorunca gerçek geliri beyan etmiyorlar. TÜİK ise beyanı doğru kabul edip, çarpıyor,bölüyor ve en alttaki ile en üsttekilerin geliri arasında 8 kat fark var diyor. Bu bile bize “çok ayıp, çok fahiş” dedirtiyor. Ama, bakın bizim dönemimizde bozulmadı bu fark, diyen RTE ve çevresi de bundan övünç vesilesi çıkarıyor. Oysa külliyen yalan!…Ne bölüşülen pasta bu kadar, ne de farklar bundan ibaret.  Fark devasa, dudak uçuklatıcı, Allah’tan korkun dedirtecek kadar isyan ettirici.

 Bu yalana devam etmeyin artık…

Written by Mustafa Sönmez