Mustafa Sönmez

23.04.2010, Cuma
Çocuklar geleceğimizdir. Çocukların hakları vardır. Bu haklara saygı göstermeyen, bu hakları kollamayan toplumlar geleceklerini köreltirler.
20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ve 193 ülke tarafından onaylanan Çocuk Haklarına Dair Sözleşme , çocuk haklarının başında sağlık ve eğitim hakkını sayar. Bunların yanında, nüfusa kayıt hakkı, şikayet edecek merci bulma hakkı, çalıştırılarak sömürülmekten korunma hakkı, suça yönlendirmeye karşı korunma hakkı sayılabilir.

Küresel kapitalizm, barbarlığa doğru doludizgin yol alırken çocuklara kıya kıya ömrünü uzatmaya çabalıyor. Çocukların en temel hakkı olan sağlığı, eğitimi, yaşama güvenle hazırlanma hakkını, sosyal korumayı onlardan esirgiyor. Özellikle bağımlı ülkelerde, sosyal devleti daraltan, yoksul , işsiz aile sayısının günbegün artmasına yol açan krizler, daha çok çocukları mağdur ediyor.

***

Alın Türkiye’yi… Türkiye, çocuklarına, yani geleceğine sahip çıkamayan bir ülke. 18 yaşın altı çocuk nüfus toplam nüfusumuzun yüzde 32’sini oluşturur. Bu neredeyse her 3 vatandaşımızdan biri demektir.

Bütün gelişme nutuklarına rağmen bebek, çocuk ölümleri yüksek. Özellikle yoksul Doğu ve Güneydoğu’da…. 2008 yılında bin canlı doğumda bebek ölümü 18, beş yaş altı ölüm oranı binde 24… Çocukların dörtte biri, tam aşıya ulaşamıyor. Kızamık ve BCG aşılarını bile olamayan çocuklar var..

Alın eğitimi. Çocuklar ilköğretim okullarına gidiyorlar ama derslik yok,üst üste sınıflar, kalabalık, öğretmenler yoksul-motivasyonsuz. İlköğretimden sonra okumaya devam edemiyor çocuklar. Ortaokullaşma oranı düşük. Kimi el kadarken çırak veriliyor izbe atölyelere, kimi okuyamıyor, kaçıyor evinden mafya çetelerinin elinde hırsızlığa, gaspa, hatta cinayete azmettiriliyor, zorlanıyor. Ortaöğrenimine devam eden kız çocukları daha az. Özellikle Doğu ve Güneydoğu’da.. Devam etmek istiyorlar okumaya ama evlerine yakın okul yok; okul olan yerde barınacak pansiyon yok…
Çocuklar, kaliteli bir eğitim için SBS sınavlarının insafsız yarışına koşuluyor, hafta sonlarını dersanelerde geçiriyorlar; Biliyorlar mı ki, büyüdüklerinde, en az lise diploması olan 1,5 milyon işsiz büyükleri var önlerinde…
Onların ardından girecekler işsiz kuyruklarına…

***

Çocuklar, çocuk yaşta karakolları, cezaevlerini öğreniyorlar. Diyarbakır’da, Batman’da, Hakkari’de “taş attıkları iddiasıyla” liselerden, ilkokullardan delil gösteremeden alınıp cezaevine konmuş 23 yıl ile yargılanan çocukları var Türkiye’nin… Sadece 2008 yılında 133 bin çocuk karakol kapısından içeri girmiş. Bunların 63 bini suça sürüklenmekten, yani hırsızlığa, gasba teşebbüs başta olmak üzere suç iddiasıyla karakol yüzü görmüşler. 44 bini “mağdur” olarak geçmiş karakol kayıtlarına. 2008’de 430 çocuk cezaevine konulmuş. Çocuklar en çok hırsızlık ve gasptan hüküm giymişler…

***

Çocukların körpecik emeği istismar konusu. 2006’da gerçekleştirilen bir TÜİK anketi, yaklaşık 1 milyon çocuğun bir işte çalıştırıldığını saptamış. Bu kadar mı? Böyle bile olsa, yeterince ürkütücü…Eğitim yıllarında, okulda olmak, çocukluğunu yaşamak yerine, izbe atölyelerde, sokakta, ağır ve tehlikeli işlerde, çiftte çubukta insafsızca çalıştırılan sömürülen 1 milyon çocuk…

Çocuklar, özellikle koyu taasubun hakim olduğu bölgelerde yıllarca cinsel istismara uğruyor. Daha dün Siirt’te ortaya çıkan, nice sırdan sadece biri…Dördü kardeş, 7 kız çocuğu, her yaştan onlarca erkeğin aylarca tecavüzüne uğramışlar. Devletin okulunun müdür yardımcısı başlamış, sonra esnaf duymuş. Üşüşmüşler. “Hayır” diyecek gücü kalmayan 7 kıza tecavüz için sıraya girmişler. Çocuklar, bazen 3-5 liraya, bazen çikolata, şekere vermişler bedenlerini…Baba, üç-beş kuruşu görünce , körleşmiş görmezden gelmiş. Devlet kontrolünde fuhuş zamanla rutinleşmiş. “Şehir, göz yumarak körleşmiş” diyor Can Dündar yazısında..Körleşme değil, bu barbarlaşma

Çocuklarına sahip çıkamayan bir devletimiz var. Çocuk Esirgeme Kurumu’nun çocuk yuvası,yetiştirme yurdu, sevgi evi-çocuk evi adı altındaki çatıları, kaç muhtaç çocuğa kol kanat geriyor dersiniz? 17 bin çocuğa..Peki ne kadar bütçe ile? 170 milyon TL ile . 951 milyar TL milli geliri olmakla övünen Türkiye’yi yönetenler, sosyal kurumlara 2 milyar harcatmışlar sadece…Çocuklara harcanan ise bu kırıntının yüzde 8’i bile değil …

Çocuklarına sahip çıkamayan, çocuklarına hunharca kıyan bir Türkiye’de 23 Nisan Çocuk Bayramımız kutlu olsun…

Written by Mustafa Sönmez