Gezi direnişçilerinin parkın işgali süresince pratikte yaşadıkları çok konuşuldu. Oradaki gündelik hayat tarzı, ilişki biçimi, karar alma süreçlerine katılım, doğrudan demokrasiyi deneyimleme biçimi, kısaca yeni insan ilişkileri, farklı bir yaşam tarzı yaratılabileceğini de gösterdi.

Hiyerarşik olmayan, farklı kimlikleri bir arada yaşatmayı, karşılıklı toleransı, barışı, yardımlaşmayı, paylaşmayı öne çıkaran bu yaşam kültürü, özünde sömürüsüz, eşit bir toplumun ideali , hedefi.

Neoliberalizmin her şeyi metalaştırdığı, bireyleri ayrıntılı işbölümünün dar kalıpları içinde hiçleştirdiği, kişiliksizleştirdiği koşullara karşı çıkış, bu tür pratiklerle, bizzat onun bağrında yeşertilen yeni yaşam biçimleriyle başlatılabilir.

DENEYİMLER

Gezi direnişinin ilişki tarzını, semtlere, işyerlerine,okullara, oradaki gündelik hayata bir direniş biçimi , farklı bir hayat biçimi olarak taşımak, oradan alternatifler yaratmak, Haziran isyanından bu yana deneniyor. Büyük şehirlerin parklarında akşamları forumlar düzenleniyor, her yaştan, her cinsten, inançtan halk, forumlara katılıyor. Toplantıların içerikleri günden güne değişebiliyor. Gündelik gelişmelerle ilgili söz alanlar kısa konuşmalar yapıyor, karşı görüşler demokratik bir iletişim ortamında kendilerini ifade ediyor, yatay bir örgütlülük içinde ifade, eleştiri özgürlüğü kullanılıyor.

Park forumları şimdilik tartışmalarla, AKP’nin bitmeyecek saldırıları karşısında kararlılığı, cesareti yükseltecek şenliklerle, ajitasyonlarla  sürdürülüyor. Bazı yerlerde eylemlilikler değişik biçimler alırken bazı yerlerde de bu buluşmalarda ‘sürdürülebilirlik’ endişesi öne çıkıyor ya da içerik yavanlaşabiliyor.

 YANLIŞLAR VE NE YAPMALI?

 Bazı buluşmalara hemen dar siyasi hedefler, seçim, sandık, aday hesapları, bildik siyasetin sığ söylemleri hakim olabiliyor. Direnişin bazı bileşenleri dar parti hedeflerine yönelik küçük hesaplar peşine düşebiliyorlar. Klişe dil, duruş, değiştirilmeden kullanılmaya devam ediyor. Her şeyden önce, bu büyük potansiyelin, bu büyük ruh halinin, kısır ve sadece oy sandığına odaklı  bir sığlığa  sürüklenmesine, yeniden ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyaset tarzının icrasına  karşı çıkılmalı. Bu demokratik oluşumlar, kim iktidar olursa olsun, halkın söz ve karar sürecine katılımının daimi, kalıcı, bütünleştirici , halkları kardeşleştiren köklü organlar olarak düşünülmeli. O zaman da ‘ne yapmalı?’ sorusu öne çıkıyor.

Kuşkusuz, her park, sokak oluşumunun, kendi yol haritası olmalı. Burada önemli olan her oluşumda, Gezi ruhunu rehber alan eylemlilik içine girmek. Oluşumları ete kemiğe büründürmenin, katılımı artırmanın, ateşi büyütmenin yolu somut eylemler, etkinlikler planlayarak ve uygulayarak olur. Bu, eylemlilik içinde hem bir şeyleri değiştirmek hem de katılanların kendilerini değiştirmeleri demektir.

Park forumları, semtlerde dayanışma örgütlenmelerine dönüşerek bulundukları çevrede yolunda gitmeyen, hak ihlali denebilecek sorunları saptama ve onlarla, orada mücadele etmeyi örgütleyerek ilerleyebilir. Örneğin, semtte bir çevre istismarı vardır, bariz bir imar ihlali vardır, açık bir hak gasbı vardır, ona karşı durmak üzere örgütlenmek…Bu tür göz önünde duran sorunların saptanmasıyla ve problemin Gezi ruhuyla ele alınmasıyla hem sorun çözülecek hem eylemliliğe katılanlar eylem içinde değişim yaşayacak olgunlaşacaklardır.

 EYLEM PROGRAMI

 Yapılacak şeyler kısa, orta, uzun vadeli olarak listelenebilir. Semtteki yoksullarla dayanışma, bir program maddesi yapılabilir ve bunun için orta ve uzun vadeli bir program geliştirilebilir. Semtte, kadınların, gençlerin acil sorunları saptanarak onlara dönük bir eylem programı geliştirilebilir.

Semtte çocuk ve gençlerin kişisel ve sosyal gelişimlerinin sağlanmasına, toplumsal açıdan korunmalarına ilişkin projeler, programlar geliştirilip uygulanabilir.  Çocuk ve gençlerin ‘penguen medyalardan’ korunmasına,  medya okuryazarlığı ve internetin doğru kullanımına, çocukların ve gençlerin spora ve sanatsal aktivitelere yöneltilmesine, çocuk hakları ve çocuklara yönelik risklere ilişkin bilinç ve farkındalık artırıcı çalışmalar varolan emek yanlısı dernek, sendika ve vakıflarla birlikte yürütülebilir. Semtteki yaşlılara, özürlülere dönük semt özelinde programlar düşünülebilir. Tüketici istismarına karşı mücadeleyi örgütleyen kampanyalar düzenlenebilir. Semtte tam da AKP’nin amaçladığı Sünni-Alevi, Türk-Kürt kutuplaşmalarını önleyecek, kardeşleşmeyi özendirecek  toplantılar, yerel mitingler düzenlenebilir.

İŞBİRLİĞİ, KOORDİNASYON

Semtlerde, sorunların çözümünde, duruma göre, semtin muhtarı ile de çalışılabilir. Aynı işbirliği ilçenin belediyesi ile belediye başkanı ile de yapılabilir. Özellikle CHP’li, BDP’li ya da bağımsız demokrat belediyeler ile, daha katılımcı, daha üretken pratikler için elbirlikleri yapılabilir. Bütün bunları somut projeler üstünden yapmak en doğrusudur.

Her elbirliği, bir orkestra şefliği gerektirir. Bu nedenle semt oluşumlarında sevk ve idareyi yürütecek orkestra şeflerini demokratik biçimde seçme ve sorumluluklarını yerine getirmede onlara yardımcı olma, uyum ve verimlilik için gerekli olacaktır.  İnternet, daha iyi bir pratiği üretmek, üretilenleri paylaşmak ve yardımlaşmak için büyük imkanlar sunuyor.Bunu da sonuna kadar kullanmak durumundayız.

(*) Mülkiye’nin köşe taşlarından, emek dostu  Alpaslan Işıklı Hoca’yı kaybettik. Anısı önünde saygıyla eğiliyorum.

Written by Mustafa Sönmez